Bu konuşmaya sizinle iklimi iki şekilde konuşma yolunu test ederek başladım. | TED | بدأت هذا الكلام من خلال اختبار طريقتين من التواصل عن المناخ معكم |
Ancak herhangi başka bir robotla başlarsa basit bir talimatlar dizisi takip ederek sıfır-robotuna doğrudan ulaştıracak bir yol bulabilir. | TED | ولكن إذا بدأ بأي آلي آخر، لايزال بإمكانه إيجاد طريق يقود مباشرةً للآلي الصفري من خلال إتباع سلسلة تعليمات بسيطة. |
Ve görebileceği şeyleri merak ederek uzay ve zaman anlayışımızı değiştirdi. | Open Subtitles | و من خلال ألتساءل لما قد يرى، حول فهمنا للمكان والزمان. |
Vücut bu gibi problemlerden olabilecek her riski yok ederek kaçıyor. | TED | ويتجنب الجسم هذه المشكلة عن طريق إزالة كل المخاطر المحتملة ببساطة. |
Özel genetik sıralamaları bakteriye yerleştirerek, kanserin büyümesini bozan hücreleri de buna dahil ederek farklı molekülleri sentezlemek için bakteriler görevlendirilir. | TED | عن طريق إدخال تسلسل جيني معين داخل البكتيريا، يمكن توجيهها لاصطناع جزيئات مختلفة بما في ذلك تلك التي تعطل نمو السرطان. |
Saklandığım yerden onu takip ederek kendimi büyük bir tehlikeden kurtardım. | Open Subtitles | بالسماح له بقيادتي إلى المخبأ وفرت على نفسي نهاية المشكلة |
Yani nişanı iptal ederek Cupid'in hedef listesinden silmiş olduk kendimizi. | Open Subtitles | ذلك من خلال الدعوة قبالة الاشتباك، أخذنا أنفسنا من مرمى كيوبيد. |
Tanrı'nın lütfuna dua ederek mi, inanarak mı ulaşacağız? | TED | هل يمكننا أن نحصل على تأييد الرب لنا من خلال عبادته أو الإيمان به؟ |
Onları, caddelere ve blok sistemlerine yeniden empoze ederek ve inşaat sahalarının artışında normale dönerek düzelteceğiz. | TED | ونحن ذاهبون لحلها من خلال فرضها في الشوارع ومنع النظم ، والعودة إلى بناء الكثير والزيادة الطبيعية للتنمية. |
Yapmak istediğimiz değişikler, sadece hayal ederek gerçekleştirilemez. Sıkı çalışarak gerçekleştirilir. | TED | فالتغييرات التي نرغبُ فيها، لا يمكنُ تحقيقها من خلال الحلم فقط ولكنها تتطلبُ العمل كذلك. |
Ve bunu en iyi şekilde iş olanakları yaratmalarına yardım ederek yapabilirsiniz. | TED | وأفضل طريقة لذلك هي من خلال المساعدة في خلق فرص العمل. |
Sonra etkisiz hale geliyor ve motorunu uygun olarak aktive ederek düşmesini önlüyor. | TED | ثم يستجيب لذلك ويتجنب السقوط من خلال إدارة المحركات بشكل مناسب. |
Bu kadınlar hayatlarına beni de dahil ederek fabrikalar ve Çin hakkında Çin ve fabrikalar hakkındaki pek çok şeyi ve bu dünyada nasıl yaşanacağını öğrettiler bana. | TED | من خلال فتح حياتهم لي، لقد علموني الكثير عن المصانع وعن الصين وحول كيفية العيش في العالم. |
Erkeğin vücudundan ayrılır feromonal ipuçlarını takip ederek dişiyi bulur kendini dişinin vücuduna ekler ve spermlerini boşaltır. | TED | يترك جسم الذكر ليبحث عن الأنثى من خلال الفيرمونات في الماء يتعلق بجسدها ثم يخزن الحيوانات المنوية. |
Kalkıyor, scooterına atlıyor, şehirde hızlıca sürüyor Santa Maria della Pace Kilisesini geçiyor, vadiye doğru, turistlerin gezinmekte olduğu sokaklar arasında gidiyor. Roma'nın arka sokaklarındaki sessiz yaşamı her köşede rahatsız ederek | TED | فيستيقظ وينطلق علي دراجته البخاريه عبر المدينه من امام كنيسة بيس سانتا ماريا ديلا في الازقة ، من خلال الشوارع والتي يتجول السياح عبرها يعكر هدوء الحياة في الشوارع الخلفيه بمدينه روما |
Ondan da daha büyüğünü, onun alt kümelerinin kümesi ile elde ederek devam edebilirsiniz. | TED | وعندها أيضاً تكون مجموعة أكبر من خلال تكوين مجموعة من جميع المجموعات الجزئية في آن واحد |
Dünyayı yolumuza sokup liderlik ederek daha iyi hale getireceksin. | Open Subtitles | أنتِ سوف تجعلين العالم مكاناً أفضل عن طريق قيادته بطريقتنا |
Sonuçları ne kadar garip gözükse de ancak kanıtları kabul ederek sadece evreni değil bizim evrendeki yerimizi anlayabildik. | Open Subtitles | لأنه مهما بدت استنتاجاتنا غريبة عن طريق قبول الأدلة والبراهين يمكننا أن نفهم ليس فقط الكون ولكن موقعنا بداخله |
Müşteri bulmak için o kadar çok çalışıyordun ki ben de çevrenin hipsterlarını dahil ederek katkı yapmak istedim. | Open Subtitles | أنتِ كنت تعملين بجهد لإحضار الزبناء لنا، أنا أردت المشاركة عن طريق إيجاد طريقة للدخول إلى حي المثقفين الفرعيين. |
Bu olağanüstü durumu inkâr ederek bertaraf edebileceğine nasıl inanırsın? | Open Subtitles | كيف اعتقدت أنّك تستطيع تفادي كارثة عن طريق إنكار وقوعها؟ |
Silahı derhal test ederek, iki problemi birden eş zamanlı olarak çözmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح أن نحل كلا المشكلتين في آنٍ واحد عن طريق اختبار فوري للسلاح. |
Şu anki olduğum yere müvekillerimin zorlamasına müsaade ederek gelmedim. | Open Subtitles | لم أصل إلى ما وصلت إليه بالسماح لموكليني بجبري |
Bu nedenle zamanımı demokrasiyi öğreterek, tavsiye ederek ve uygulayarak geçiriyorum. | TED | ولهذا قضيت معظم وقتي في التدريس والتبشير وممارسة الديمقراطية. |
Seni müdürüne şikâyet ederek intikamımı almış oldum. | Open Subtitles | اعترف بفعلتك, لأنني اشتكيتك للمُدير فأردت الإنتقام مني |