Mesozoik Çağ'da dünya üzerinde bulunan pek çok canlı türünün yok olmasına sebep olan iki ekolojik olay vardır. | Open Subtitles | العصور الوسطى تأخذ مكانا بين أزمِنتَينِ من الأزمات البيئية الرئيسية التي أدت الى انقراض الكثير من الأنواع على الأرض |
Bir Sanat-Bilim projesi yapabilirsiniz. Bunların bazıları gerçekten muhteşemler ve bu projeler sosyal ekolojik sorunlara tamamen farklı bir perspektiften bakmaktalar. | TED | يمكنك أيضا القيام بمشروع علوم فني. والبعض من هذه هي حقاً مذهلة، وتهم المجتمع، المشاكل البيئية من منظور مختلف تماما. |
Bu yüzden açık denizleri korumanın ekolojik, ekonomik ve sosyal yararları vardır. | TED | لذلك فإن حماية أعالي البحار ستكون له فوائد بيئية واقتصادية واجتماعية. |
Yani bu ülkelerin, bir sonraki parçalanma dalgası konusunda, ister ekolojik olsun, ister teknolojik, bir şeyler yapmak için daha fazla cesareti olduğunu düşünüyorum. | TED | لذا اعتقد ان هذه البلدان لديها حافز أكبر لعمل شيء عن الموجة التالية من الأضطرابات، سواء كانت بيئية او حتى تكنولوجية. |
Yerel balina göçünde, kabotaj taşımacılığı yollarının ekolojik etkisini inceliyoruz. | Open Subtitles | مسح الأثر البيئي لمسارات الشحن الساحلية بشأن هجرة الحوت المحلية |
Uzun zamandır düşünüyorum, bu çevremizdeki alanlara nasıl uygulanabilir diye mesela, ekolojik olarak, tamam mı? | TED | وكنت افكر حول كيف يمكن تطبيقها على جميع الاصعدة، ابتداء من ,لنقل, الصعيد البيئي, حسنا. |
Dolayısıyla projelerde her zaman güçlü bir ekolojik bileşen var. | TED | لذا هناك دومًا مكوِّن بيئي قوي في هذا المشروع. |
Binanın kısmi bir ekolojik probleme sahip olduğuna inanıyorum. | TED | أؤمن ان هذا يجب أن يكون،جزء من مشكلة بناء البيئية. |
1986 yılında, insanlar ekolojik sorunlar ve çevre sorunları hakkında... ...konuşmaya başlamadan çok çok önce... ...bir bina iskeleti olarak kullanmak için... ...kağıt tüpleri test etmeye başladım. | TED | وكان في عام 1986، قبل بكثير من أن يبدأ العالم بالتحدث حول القضايا البيئية والقضايا الإيكولوجية بدأت سلسلة أختبارات لأنابيب الورق المقوى من أجل استخدامها كهيكل مبنى. |
ekolojik kriz konusunda şu anda hiçbir şey yapılmasına gerek olmadığını ya da diğerlerinin bizden önce hareket edeceğini düşünüyoruz. | TED | وفيما يخص الأزمة البيئية نحسب أن لا شيء وجب فعله حاليًا أو أن آخرين قبلنا لزمهم التصرف |
Bu çiftliğini sağlıklı tutmak için yapılan ekolojik çiftçilik uygulamalarından biri. | TED | وهو واحدٌ من العديد من ممارسي الزراعة البيئية ويستخدم هذا النمط الزراعي ليحافظ على حقله معافى. |
Onlara göre dünya, çiğneyerek sonumuzu getirdiğimiz sınırlarla dolu temel ekolojik süreçler tarafından yönetiliyor. | TED | يرون العالم كما لو كان محكومًا بالعمليات البيئية الأساسية بالحدود التي نتعداها معرضين أنفسنا للخطر. |
Devlete yaban hayatını korumanın sadece ekolojik olarak değil, ekonomik olarak da mantıklı olduğunu gösterin. | TED | أثبن لحكومة الولاية أن حماية الحياة البرية ليس فقط مهمّ من الناحية البيئية فحسب بل أيضاً من الناحية الأقتصادية. |
Bu insanlar bunlardan daha fazlasını yapabilmek için ekolojik intiharı uygulamışlar. | TED | بشكل أساسي، هؤلاء الناس إرتكبوا جريمة إنتحار بيئية فقط لصنع المزيد منها |
ekolojik ve iklimsel açıklamaları var ama bu toplumsal bir sorun ve bunu çözmek bize, insana düşüyor. | TED | وليست بيئية ولا تفسيرات مناخية لكنها مشكلة اجتماعية ويجب علينا نحن البشر حلّها |
Hem karada hem de denizde modern dünyaya önderlik eden ekolojik bir devrim oldu. | TED | كانت هناك ثورات بيئية في البر والبحر، أدت إلى العالم الحديث. |
Düşük ekolojik etkili modüler mimari kullanıyoruz. | TED | واستخدمنا تصاميم معمارية لتقليل الأثر البيئي. |
Bunu elde etmek için ekolojik çeşitlilik ölçüsünü kullandık. | TED | استخدمنا قدرا من التنوع البيئي للحصول على هذا. |
ekolojik zararın büyük bir kısmı kumaş işlemeden kaynaklanıyor, terbiye ve boyama aşamasında ortaya çıkıyor. | TED | إن صناعة الأنسجة هى السبب الرئيسي في التلوث البيئي يحدث في مرحلتي الإنهاء والصباغة. |
yok olma tehlikesi altındaki bir türü içi doldurulmuş hayvanla temsil ederek ekolojik bir protestoda bulunmak kendi içinde olağanüstü bir çelişki yaratıyor. | Open Subtitles | لتقديم حيوان مهدّد بالانقراض كاحتجاج بيئي يعتبر تناقضاً تاماً. |
Birden bire yeşil alan ilkelerimiz önemli ekolojik değerleri korumaya alıyor. | TED | فجأة، دعت مبادئنا لتوفير مساحات خضراء للحفاظ على أهمية ملامح البيئة. |
Jack, bu şeyin burada olmasının ekolojik bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | جاك، هذا الشيء الموجود هنا له بعض الأهمية البيئيّة. وأنت عملك |
Çünkü tabiat ananın ancak bu kadar ekolojik altyapısı ve doğal sermayasi var, ötesi yok. | TED | لان الطبيعة الام لديها فقط ذلك القدر في البنية التحتية الايكولوجية وذلك القدر من راس المال الطبيعي |
Yani, ekolojik iyileşme zaman alacak ama bence doğa kendini iyi etmenin yolunu bilir. | Open Subtitles | فالشفاء البيئيّ يستغرق وقتًا لكني أعتقد أن جروح الطبيعة تلتئم ذاتيًا |