Kırmızı bir eldivenle ilgili bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف اي شئٍ عن القفاز الأحمر؟ |
En önemlisi, eldivenle ne yapmayı planladığını. | Open Subtitles | و الشئ الأهم , ماينوى فعله بهذا القفاز! |
Güneyli kadınlar çok cazibeli. Çiçekleri eldivenle topluyorlar. | Open Subtitles | نساء الجنوب ساحرات فهن يقتطفن الزهور بالقفازات |
eldivenle mikro elektronik cihazlarla iş yapmak mümkün değildir. | Open Subtitles | يستحيل التعامل مع الإلكترونيات الصغيرة بالقفازات |
İş boyunca lastik eldivenle çalışıp sürekli farklı kalıp yapmam gerekecek. | Open Subtitles | علي صنع لوحات مختلفة، وارتداء قفازات مطاطية خلال العملية كاملة |
Hiç lastik eldivenle çalıştın mı? | Open Subtitles | هل سبق أن حاولت العمل وأنت ترتدي قفازات مطاطية؟ |
Michael Douglas etrafta mal gibi yürüyor sihirli eldivenle dosyaları hareket ettiriyor. | Open Subtitles | مايكل دوجلاس" يمشي كالمغفل" و يحرك الملفات بقفاز سحري رجل جزازة العشب |
Ben kimseyi... sakatlamak istemiyorum. eldivenle, acımaz mı? | Open Subtitles | انا لا اريده ان يموت - اذا ضرب بالقفاز ستكون ضربته ضعيفة - |
Hayır, "Caroline, beni eldivenle" dedim. | Open Subtitles | كلاّ، لقد قلت، "كارولاين) ضعي لي القفاز)". |
eldivenle eşleştirebileceğim DNA bulmaya çalışıyorum ama Will- | Open Subtitles | نعم،ة فى محاولة لأيجاد الحمض النووى لمقارنته مع القفاز .... (لكن (ويل |
Ona eldivenle dokundun. Neden burnun kanadı? | Open Subtitles | أنت لمستيه بالقفازات فلماذا كانت أنفك تنزف ؟ |
eldivenle kızarmış tavuk yiyor diye, kimseyi kovamazsın. | Open Subtitles | لايمكنك طرد شخص ما من اجل اكله للدجاج المقلي بالقفازات |
Yapışkanlı eldivenle mi? | Open Subtitles | كيف تفعل ذلك، بالقفازات اللاصقة؟ |
Onui bu eldivenle değiştireceğim tamam mı? | Open Subtitles | سأقوم باستبدال ذلك بالقفازات ،مفهوم. ؟ |
Senin gibilerine eldivenle bile dokunulmaz. | Open Subtitles | لا أحد سوف أتطرق الفرز، وحتى مع قفازات المعني. |
Sanki ringe ağırlaştırılmış eldivenle çıkmış gibisin. | Open Subtitles | مثل وضع الحديد داخل قفازات الملاكمة |
Hepsi benim suçumdu. Garip bir adamı lastik eldivenle tokatladım. | Open Subtitles | كانت غلطتي بالكامل صفعت رجل غريب بقفاز مطاطي |
eldivenle mi yumrukla mı? | Open Subtitles | بقفاز أو قبضة يد؟ |
Yüzümle değil,eldivenle. - Sevdim bunu. | Open Subtitles | ليس بوجهي، ولكن بالقفاز لقد اعجبني هذا |
Sana eldivenle vurduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | .متأسفٌ لأنني ضربتك بالقفاز |