| Şu anda, konuştuğunuz kişinin kadın olduğundan bile emin değiliz. | Open Subtitles | في تلك النقطة, نحن لسنا متأكدين من إنها كانت أنثى |
| Hayır, tabi ki emin değiliz, fakat bunun bir kısmı bile doğruysa-- | Open Subtitles | لا لسنا متأكدين لكن إذا كان هناك جزءٌ من هذا التحليل صحيحاً |
| Sanırım demek istediği bu işte hayatımızı tehlikeye atmak istediğimizden emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا متأكدين إذا كنا نريد المخاطرة بحياتنا من أجل شيء مثل هذا |
| ıslıkların ne işe yaradığını gerçekten anladıklarından emin değiliz. | TED | فنحن لسنا واثقين ما إذا فهموا فعلاً معنى الصَّافرات |
| İşin kötüsü, iğne aradığımızın iğne olduğundan bile emin değiliz. | Open Subtitles | أسوأ من هذا لا نعرف حتى عن أية إبرة نبحث |
| Bunun, bu adanın haritası olduğundan bile emin değiliz, değil mi? | Open Subtitles | نحن غير متأكدين إن كانت تلك خريطة لهذه الجزيرة، أليس كذلك؟ |
| Dikey hava akımı. emin değiliz ama kesinlikle Seraph'larla alakalı değil. | Open Subtitles | نعم سيدي طقس عامودي لسنا متاكدين لكن قطعا ليس بسبب الموجات |
| Yeterince delil var, ama o adam olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | ، لدينا أدلةً كافية لكننا لسنا متأكدين بأنهُ الشخص المطلوب |
| Neden hedef olduklarından tam emin değiliz ama katilin bir cerrah olabileceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين لما تم استهدافهم، لكننا نعتقد بإن القاتل ربما يكون جراح. |
| Çünkü bunu yapanın bizim ekipten biri olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | لأننا لسنا متأكدين انه واحد من فرقتنا من فعل هذا |
| Bu neden oluyor peki? Tam olarak emin değiliz, ancak muhtemelen hatırlamanın kolaylığına karşı hayal etmenin zorluğu ile büyük ilgisi var. | TED | لماذا يحدث ذلك؟ لسنا متأكدين كليًا، ولكن من المحتمل أن تكون بسهولة التذكر مقابل صعوبة التخيل. |
| Bu sefer, elimizdeki senaryoda ne olacağından pek emin değiliz. | TED | لسنا متأكدين من ماذا سيحدث في هذه الحالة. |
| emin değiliz. | Open Subtitles | نعتقد أنهم يضعونها على متن سفينة شحن، لسنا متأكدين |
| Ayrıca orada olduklarından da emin değiliz. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك ، فإننا لسنا متأكدين بأنهما هناك |
| Babasının kim olduğundan pek de emin değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين تماما من هو والد الطفل. |
| Doğrusunu isterseniz, bu olayda amacın soygun olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | لأكون صريحاَ معك لسنا واثقين أن السرقة هي دافع هذه القضية |
| Hemen bir sonuca varmayalım, bizi öldürmek istediğinden emin değiliz. | Open Subtitles | لا تقفز للاستنتاجات، نحن لا نعرف اذا كان يحاول قتلنا |
| Bizi bayıltan şeyin madde olduğundan tam olarak emin değiliz. | Open Subtitles | فحن غير متأكدين من إنها كانت المغروزة التي أسقطتنا أرضاً. |
| Burda neler oluyor, Kondüktör? - emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا متاكدين , تلقينا اتصال من البوليس يريدون اخلاء الناس من القطار |
| Bunu bilmediğimizi sana söyledim. emin değiliz. | Open Subtitles | أخبرتك بأننا لا نعلم ذلك على وجه التأكيد |
| emin değiliz ama size birkaç soru sormamız lazım. | Open Subtitles | نحن لَسنا متأكّدينَ. نَحتاجُ لسُؤالك بضعة أسئلة. |
| Plakayı biliyoruz ama doğruluğundan emin değiliz. | Open Subtitles | لدينارقمرخصةاللوحة لكنّنا لسنا متأكّدين من الدقة |
| Çok sağlam korunduğuna inanıyoruz. Kaç askerin koruduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | نعتقد أنه محصّن كثيراً لسنا متأكدون كم عدد القوات التي تحرسها |
| "Bu işe para yatırma konusunda emin değiliz ve..." | Open Subtitles | ولسنا متأكدين اننا نريد ان نضع فيها المال |
| - Dünya'da olduğundan emin değiliz. - Sanırım öyle. | Open Subtitles | نحن لانعلم أنها على الأرض - أعتقد أنها كذلك - |
| Tam emin değiliz. Ama asıl niyetinin, kurbanları hayatta tutmak olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | لسنا متيقنين بالضبط، لكننا نعتقد بأن نيته هي إبقاء ضحاياه أحياء. |
| Sadece neden gördüğümüzden emin değiliz. | Open Subtitles | لقد رأيناه. إنّما لسنا مُتأكّدين سبب رؤيتنا لما حدث. |
| Açıkçası o kadar süre dayanabileceğinizden pek emin değiliz. | Open Subtitles | لأكون صريحه تماماً نحن لسنا واثقون أنكم ستصمدون هذه الفتره |
| - emin değiliz. - Bir ihtimâl, nehre geri dönmüştür. | Open Subtitles | نحن غير متأكدون على الأرجح أنه عاد إلى النهر |