Nana'nın yatırım kulübü, Michael Scott Kağıt Şirketi'nin gerçek olmasını sağlayacaksa Eminim bu hepimiz için en iyisi olacak. | Open Subtitles | و إذا كان نادي جدتي للاستثمار سيساعد شركة مايكل للورق لتصبح حقيقة, فأنا متأكد أن هذا ما كانت تريده. |
Ben bunlardan hiçbiri değildim ve Eminim bu durum onu endişelendiriyordu. | TED | لم أكن أمتلك تلك الصفات بشدة وأنا متأكد أن هذا أقلقه حيالي. |
Eminim bu ortakları mutlu edecektir. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيجعل المستثمرين سعداء جدا. أريد أن أرى الدمية. |
Eminim bu yüzden onu daha çok istiyorsundur. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا يجعلك تريدينه أكثر من قبل |
Eminim bu senin için önemli bir andır. Daha iyi hissetmeni sağladı mı? | Open Subtitles | أراهن بأن هذه لحظة هامة لك أيها الفتى الكبير أسيشعركَ هذا بالتحسن ؟ |
Eminim bu amcık sprinkle seviyordur. | Open Subtitles | انا اراهن ان مؤخره عاهرته تحب الرش بالرذاذ |
Eminim, bu ev Weston kızlarının pek çok sırlarını duymuştur. | Open Subtitles | أراهن أن هذا المنزل سمع الكثير من أسرار بنات الغرب |
Eminim bu geceki yerel haberlerde yer verirler buna. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه سوف يكون في أنباء المحلية الليلة |
Bu garip. Eminim bu şey bir patlama için geri sayıyordu. | Open Subtitles | هذا غريب أنا واثق أن هذا عد تنازلي لنوع من المتفجرات |
İnancımdan da, bağlılığımdan da Eminim bu da benim yükselmemi tetikleyen şey oldu. | Open Subtitles | أنا واثق من إيماني وإخلاصي وهذا ما جعلني أرتقي سريعًا في مرتبة الملائكة |
Eminim bu ayarlanabilir, Albay. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا يمكن أن يرتب أيها الكولونيل |
Eminim bu elbise, diğer müşterilerinizden çok, sizin üzerinizde | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا الرداء سيبدو أجمل عليكِ مقارنة بأيّ من الزبائن الأخرين |
Eminim bu hafta boyunca delirmis gibi egzersiz yapacaksin. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا الأسبوع سوف تتمرنين كمهووسة |
Eminim bu gece Paris'e başka uçak vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه توجد رحلة أخرى إلى باريس الليلة |
Evet, ama Eminim bu durum için özel bir uygulama yapacaklardır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيكون هناك إستثناء في هذه الحالة, |
Eminim bu onun için çok önemlidir. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا يعني الكثير له |
Eminim bu harika kadın düğün gününde bir kadeh şampanya içmeyi ister. | Open Subtitles | أراهن بأن هذه المرأة الفاتنة ترغب بكأس من الشراب الفوّار في يوم زفافها |
Eminim bu bir anlama geliyordur, kulağa çok iyi geliyor. Ashildr! | Open Subtitles | انا اراهن ان هذا يعني شيء يبدوا رائعاً , اشيلدر |
Buna inanmıyorum. Güzel bir çıtırla tatlı yemeler. Eminim bu yüzden üniversiteye yazılmıştır. | Open Subtitles | لا أصدق هذا تبادل الحلوى مع دمية صغيرة أراهن أن هذا سبب إلتحاقه بالجامعة |
Eminim bu konuda oldukça hassastır, o yüzden alaya almayın lütfen. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه حساس جداً حيال ذلك، لذا لا تسخروا منه رجاءً. |
İyice düşün, eğer para ilgini çekmiyorsa, Eminim bu teyp ilgini çekecektir. | Open Subtitles | فكر في الأمر وإن لم يغريك المال أنا واثق أن هذا الشريط سيفعل |
Pelerinli adamla Eminim bu işe bulaştı. | Open Subtitles | الرجل ذو العباءة، أنا واثق من أن له علاقة بالأمر. |
Onun tarafını tutuyor. Eminim bu ilk kez olmuyordur. | Open Subtitles | لقد أخذ جانبها.انا واثق انها ليست المرة الأولى التي يفعل ذلك |
Eminim bu beylere saygılı davranırsak uyku tulumlarının bize ait olduğunu kabul edeceklerdir. | Open Subtitles | تعلمين , حبيبتي , أنا متأكد من أننا نعامل هؤلاء السادة بأحترام سيفهمون أن وسادات النوم في الحقيقة لنا |
Eminim bu kutu çalıntı araba parçalarıyla doludur. | Open Subtitles | أنا متأكد أن ذلك الصندوق مليء بأجزاء مسروقة. |
Bakın Bay Dales, Eminim bu paniğinizin haklı bir nedeni vardır. | Open Subtitles | النظرة، السّيد داليس، أنا متأكّد بأن هناك سبب جيد لجرس إنذارك. |