Bu ürünün uzun süreli sabit olarak temini konusunda kendilerinden eminler. | TED | فهم واثقون من الإمداد المستقر لهذا المحصول على المدى الطويل. |
Çok kısa bir an görmüşler. Fakat bu kez eminler.. Muhtar'mış. | Open Subtitles | لم يدم لأكثر من لحظات يا سيدي لكنهم واثقون بأنه كان المختار |
Ama bundan kesin eminler. | Open Subtitles | ولكن يبدو أنهم متأكدين جداً بأنها حقيقية |
Demek ki yüzünden ya da parmak izinden tanımayacağımızdan eminler. | Open Subtitles | اذا هم متأكدين من عدم قدرتنا على التعرف على وجهه او بصماته |
Çevreciler buradaki doğal ortamın el değmemiş olduğundan eminler. | Open Subtitles | لا إختصاصيو البيئة تأكدوا أن الأرض محصنة |
Birileri bana öyle şeyler anlattı ki eminim buna inanmayacaksınız ama onun Kennedy ailesinden olduğuna eminler. | Open Subtitles | أخبرني أحدهم وأنا واثق أنني لا اصدق هذا.. لكنهم قالوا أنهم واثقين أنه كان واحداً من آل كينيدي |
Bunun Zika'dan kaynaklandığından emin olmaları, doktorların bir yılını daha aldı yani şimdi eminler. | TED | واستغرق الأمر الأطباء عامًا آخر للتأكد من أنه كان نتيجة فيروس زيكا، لكنهم الآن متأكدون من ذلك. |
Şehirden çok uzaklaşmadığına oldukça eminler. | Open Subtitles | انهم متأكدون انه لم يقود لمسافات بعيدة خارج المدينة |
Planlarını bozmada Dudley'in suç ortağının sen olduğuna eminler. | Open Subtitles | انهم مقتنعون بأنك كنت متواطئاً مع دادلي على تخريب مؤامرتهم |
Eh, bugün fizikçiler, sahip olduğumuzdan eminler ve Herşeyin Teorisini arayış macerasına | Open Subtitles | حسناً الفيزيائيون اليوم واثقون بأننا جاهزين ونحن فى تقدُّم |
Bizim üstümüzde hakimiyetleri olduğundan eminler, ama ana nedeni çok fazla olmaları çok uzun süre var olamayacak kadar çok fazlalar. | Open Subtitles | انهم واثقون من هيمنتهم علينا لكن ربما لكثرتهم الكثير جدا ليبقوا مده كبيره |
Motorlar şu an çalışır durumda değil, ama adamlarımız yanardağ patlamadan önce tamir edeceklerinden eminler. | Open Subtitles | المحرّكات لا تعمل حاليًا إننا واثقون بأننا سنصلحها قبل انفجار البركان |
Kadının arabada olmadığına eminler mi? | Open Subtitles | هل هم واثقون انها لم تكن بالسيارة معه؟ لقد بحثوا بالحطام |
Tahlillere devam ediyorlar, ama tamamını çıkardıklarından eminler. | Open Subtitles | لا يزالون يجرون بعض الفحوصات، ولكنّهم واثقون جدّاً من استئصاله كاملاً |
Onu uçaktan çıkaran sörfçüler, bundan kesinlikle eminler. | Open Subtitles | نعم فقط هي ، و راكبو الامواج الذين احضروها الى هنا من الطائرة كانوا متأكدين حول هذا الموضوع |
Yani gelenekten anladıkları tarihle bir savaşa girmek, ama yine de kendilerinin kesinlikle saf olduklarından ve diğerlerinin saf olmadıklarından eminler. | TED | وهنا فإن مطالبتهم بالتقاليد تعتبر كحرب مع التاريخ، ولكن مع ذلك، فهم ليسوا متأكدين بشكل قاطع من نقائهم ومن عدم طهارة الآخرين. |
Tavşan ve Kaplan, Heffalumpların korkunç olduğu konusunda eminler mi? | Open Subtitles | و "رابيت" و"تايجر" متأكدين ان ال "هيفالومب" سيئين للغاية؟ |
Bizim iyi insan olduğumuzdan eminler. | Open Subtitles | لقد تأكدوا بأننا أشخاص طيبون |
Tuzağa düşürüldü. Kendilerinde çok eminler, korunak bile inşa etmemişler. | Open Subtitles | لقد حوصرنا , إنهم واثقين من انفسهم إنهم لم يبنوا جدار دفاعي |
Bundan eminler mi? | Open Subtitles | بين 11.00 و 2.00 ليلة اختفاء ليندا و هم متأكدون من هذا |
Odasında olduğuna eminler, efendim. | Open Subtitles | انهم متأكدون انه فى غرفته يا سيدى |
Avrupa'da çekildiğinden eminler. | Open Subtitles | مقتنعون بأنّه مصوّر في أوروبا. |
- Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. | Open Subtitles | على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو |