"empati" - Traduction Turc en Arabe

    • التعاطف
        
    • بالتعاطف
        
    • تعاطف
        
    • أتعاطف
        
    • بمشاعر الآخرين
        
    • العطف
        
    • تعاطفًا
        
    • متعاطفة
        
    • متعاطف
        
    • العاطفي
        
    • متعاطفاً
        
    • التقمص
        
    • أنا مُتعاطف
        
    • والعطف
        
    • يتعاطف
        
    Uzun süredir sahip olduğumuz şefkat ve empati duygularımıza dönmemiz lazım. TED نحن بحاجة أن نعود إلى قيم الرحمة الأولى، الرحمة و التعاطف
    Kötü uyku bize riskli, aceleci kararlar aldırır ve empati yeteneğimizi köreltir. TED تجعلنا قلة النوم نتخذ قرارات خطيرة وطائشة وهي استنزاف لقدرتنا على التعاطف.
    Olabilir, ama bu tarz hareketlerin empati çerçevesinde ilerlemesi gerekir. Open Subtitles ربما، ولكن هذا النوع من التصرف يحتاج الكثير من التعاطف
    Bu insanlarla empati kurmak senin için korkutucu bir şey olmalı. Open Subtitles ..يبدو أنه مخيف بالنسبة لك أن تشعر بالتعاطف مع أولئك الناس
    Psikolojik katılımı inceledik -- diğer insan için ne kadar empati hissetiniz? TED نظرنا الي المشاركة النفسية ما مقدار التعاطف التي تشعر به ناحية الشخص الاخر
    Oksitosin düzeyindeki artış empati duygularını öngördü. TED إن التغيير في مستوى الأوكسيتوسين إنعكس فوراً على مشاعر التعاطف لديهم.
    Yani bizi diger insanlara yakınlaştıran empati duygusuydu. TED إذاً هو التعاطف ومعرفة الآخر هو ما يجعلنا نتواصل مع الآخرين من البشر.
    empati bizi diğer kişilere yardım ettirtiyordu. TED إنه التعاطف هو ما يجعلنا نساعد بعضنا البعض.
    Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. TED ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف.
    anlamalı ve empatiyi bilmeliyiz, çünkü empati utancın atidotudur. TED فإنه يجب علينا أن نفهم ونعرف التعاطف مع الأخرين، لأن التعاطف هو مضاد العار.
    Diğeri de empati ve şevkat. İnsan ahlakı bunlardan daha fazlasını içeriyor, TED والآخر هو التعاطف والتراحم. والأخلاقيات الإنسانية هي أكثر من هذا،
    Yine, içeriği kendileri yarattıklarında oyuncuların hissettiği empati çok büyük. TED التعاطف أن اللاعبين عندما يخلقون المحتوى تكون كمية هائلة، في هذه اللعبة عندما يقوم اللاعبين بخلق المحتوى،
    İçten içe karşı çıktığınız biriyle empati kurmak birdenbire derinden bağlı olduğunuz inançlarınızı tehlikeye atıp onlarınkini kabullenmek değil. TED التعاطف مع شخص ما أنت مختلف جذريا معه لا يعنى الوصول إلى حل معه والتخلي عن أفكارك ومعتقداتك وتأييد أفكاره
    Bu durum memelilerde empati üzerine yapılan tüm araştırmalarda geçerli, dişiler erkeklerden daha çok empati sahibi. TED وهذا صحيح بالنسبة لكل الدراسات حول التعاطف لدى الثدييات بأن الإناث لديهم قدرة أكبر على التعاطف من الذكور.
    dedim. Tipik psikopat -- kendini üstün gördüğü ve empati yoksunu olduğunu gösteriyor. TED مضطرب عقل كلاسيكي، إن هذا دليل على الشعور بالعظمة بالإضافة إلى عدم التعاطف مع الآخرين.
    Hepimiz çok yoğunuz, bizden talep edilen çok şey var, bu yoğunluğun arasında, empati için gerekli olan zamanı ve boşluğu dışarıda bırakmak daha kolay gelir. TED جميعنا مشغول بالعديد من الأشياء، من السهل الحصول على الوقت والمجال اللذين يتطلبهما التعاطف.
    empati, mantık, özgünlük deli gibi sarsılıyordu. TED كان التعاطف والمنطق والمصداقية كلها متأرجحة بجنون.
    Hikâyeler bizleri insanlaştırır ve bize empati kurmayı öğretir. TED قصص تلمسنا وتجعلنا نشعر بالتعاطف والإنسانية.
    Cep telefonu, yapılmış en büyük dikkat dağıtıcı ve bunun varlığında empati ve güven oluşturmak çok zor. TED إنه أكثر جاذب للإلهاء، لم يوجد مثله قط، ومن العسير جدًّا خلق تعاطف وثقة في وجوده.
    Bu deneyim bana hastalarımla daha çok empati kurmayı öğretti, ve özellikle retinal hastalığı olanlarla. TED هذه التجربة علمتني كيف أتعاطف أكثر مع مرضاي، و خصوصا هؤلاء المصابين بأمراض الشبكية.
    Bir empati. Sen bana söylemedin ortasında kardeş bir empati oldu. Open Subtitles شاعرة بمشاعر الآخرين أنت لم تخبرنى أن الأخت الوسطى شاعرة بمشاعر الآخرين
    Yaptıkları ikinci şey de diğerlerin için empati kurmak. TED والأمر الثاني الذي يتحتم عليهم فعله هو إظهار العطف على الآخرين.
    Senin durumundaki biri çok daha empati yapabilir diye düşünüyordum. Open Subtitles توقعت أن يكون شخص في مثل وضعك أكثر تعاطفًا قليلًا.
    Yalnızca empati kurarak dinlemenin bile çok yardımcı olduğunu biliyordum. TED عرفت أن مجرد الإستماع بطريقة متعاطفة يمكن أن يكون لها تأثير عميق
    Sizin bakış açınızla, gerçekten dünyayı nasıl gördüğünüzü anlarsam, empati kurmuş olurum. TED إذا كنت أفهم حقًّا كيف يبدو العالم من وجهة نظركم، فأنا متعاطف.
    Ama dilin duygusal etkisini anlayabilen bir teknoloji geliştirirsek empati de geliştirebiliriz. TED ولكن لو استطعنا إنشاء تقنية تفهم الأثر العاطفي للغة، فإننا نستطيع تعزيز التعاطف.
    Sonradan aklıma geldiği gibi, empati kuracağım bir röportaj yapmayı, karşı tarafın ne demek istediğini hissedip onun içindekini dökmesini sağlayacak soruları sormayı istedim. TED أردت أن أكون، كما وجدت لاحقاً، متعاطفاً أن أشعر بما يريدون قوله و أن أكون عاملا مساعداً في كشف الستار عنهم.
    Ama aslında, pek çoğumuz empati konusunda çok da iyi değiliz değil mi? TED ولكن في الحقيقة، أليس معظمنا غير قادرين على التقمص العاطفي؟
    Fakat bizi bunlardan uzaklaştıracak içgüdülerimiz de var; Abraham Lincoln'ün "doğamızın daha iyi olan melekleri" olarak tanımladığı irade, empati ve adalet duygusu gibi. TED لكن لدينا أيضًا غرائز بإمكانها ان تقودنا بعيدًا مثل التحكم بالذات والعطف والإحساس بالعدل والتي سماها إبراهيم لينكولن افضل زوايا الطبيعة الإنسانية
    O sırada, o kadın gerçek olmayan empatiyle karşı karşıyayken, ben "Bu robot empati kuramaz." TED إذن وخلال تلك اللحظة عندما كانت تلك المرأة تعيش ذلك التعاطف المتصنع، كنت أفكر، "لا يمكن لذلك الإنسان الآلي أن يتعاطف.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus