Evet tabii, odana girebilmek için en iyi yolun cinayetler olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | نعم أنا وجدت أن جريمة القتل هى أفضل طريقة للدخول الى غرفتك فى المستشفى |
Dünyama dönmemin, en iyi yolun bu olduğuna emin misin ? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة من أنها أفضل طريقة للدخول لعالمي؟ |
Dinle, biraz çılgınca göründüğünü biliyorum. Ama doktor-sahip ilişkilerini prova etmek için en iyi yolun rol yapma olduğunu buldum. | Open Subtitles | ولكن القيام بالتمثيليات هو أفضل طريقة لاجراء المحادثات بين الطبيب وصاحب الحيوان. |
Bunu iyice düşündüm ve projenin uzun ömürlü olması için en iyi yolun bu olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وقد فكرت في هذا بعناية وأنا أدرك أن هذه أفضل وسيلة لضمان طول العمر للمشروع |
Sadece en iyi yolun bu olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست متأكدا من أنه هو أفضل وسيلة. |
Hayır, arkadaşını kovmak zorunda kaldığın, ve bunu yapmak için en iyi yolun gözlerinin içine bakıp gerçeği söylemek olduğunu anlattığın. | Open Subtitles | القصة عندما إضطررت لطرد صديقك قلت أن أفضل طريقة لفعلها هو أن تنظر مباشرة في عينيه وتخبره الحقيقة |
Patates kızartmasını kremaya bandır ama en iyi yolun karnının aç olmamasından önce emin olmam gerek. | Open Subtitles | الآن تُغمّسين البطاطس بالفروستينغ، لكنّ أفضل طريقة لأكل هذا. هي التّاكّد أنّه بطنكِ يكون فارغٌ جدًّا بالدّاخل. |
Fakat bu soruya cevap vermenin en iyi yolun bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أعتقد أنّه أفضل طريقة لإجابة هذا السؤال |
İkimiz Lois'i ortadan kaldırmak için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsak büyük ihtimalle kaçıranlar da onu düşünmüştür. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن أفضل طريقة للتعامل مع (لويس) الميتة هو إخفاؤها، وذلك على الأرجح ما فعله الخاطفون |