Lois, söz; her şey yoluna girecek. Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | أعدكِ أن كل الأمور على ما يرام، لا شيء يدعو للقلق |
"Burada Endişe edecek bir şey yok" diyorsun ve sonra Paris'te ananas olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | انتي تقولين، انه شيء واضح لا شيء يدعو للقلق وبعد ذلك انه اناناس في باريس |
Endişe edecek bir şey yok, hayatım. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للقلق .. |
Sen eve dön kızım. Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | إذهبى إلى المنزل,لا يوجد شىء تقلقى حياله. |
Sen eve dön kızım. Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | إذهبى إلى المنزل,لا يوجد شىء تقلقى حياله. |
o yüzden Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | لذا لا يوجد ما تقلقين بشأنه |
- Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | - لا، لا شيء للقلق حول. |
Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للقلق. |
Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للقلق |
- Endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | - لا شيء للقلق حول. |