Eski zamanlarda buraları hep yukarı krallığa aitti. | Open Subtitles | فى العصور القديمة كان كل هذا ينتمى للملكة العليا |
Eski zamanlarda, düşmanını, hızlı ve hedefi şaşırmadan öldüren herkesin aynı zamanda zarif dans etmesi gerektiğine inanılırdı. | Open Subtitles | في العصور القديمة كان يعتقد إن أي رجل يمكن أن يقتل برمحه و لكن كان عليه أن يرقص بشكل لائق أيضاً |
Ben, Eski zamanlarda dünyanın öbür ucunda, ataerkil Katolik ve tutucu bir ailenin çocuğu olarak doğdum. | TED | لقد ولدت في الأيام القديمة في آخر العالم في مجتمع ذكوري كاثوليكي لدى عائلة محافظة |
Eski zamanlarda, kadınlarımız çok sayıda çocuk yapardı, | Open Subtitles | في الأيام القديمة كان النساء يحملن بأطفال كثيرين |
Eski zamanlarda, televizyon izlerken doğa çağırırsa ayağa kalkıp tuvalete kadar yürümek zorundaydınız. | Open Subtitles | في الأزمنة الغابرة أن كنتم تشاهدون التلفاز و ما يدعى الطبيعة يجب أن تقوموا للذهاب إلى المرحاض |
Bu kabızlık sorunu, Eski zamanlarda yoktu değil mi? | Open Subtitles | مشكلة الإمساك لم تكن موجودة في الزمن القديم, صحيح؟ |
Eski zamanlarda olsaydı kardeşim Morty ile beraber olurdun zaten! | Open Subtitles | في الأوقات العادية كنت تتنقلين مع أخي على أي حال |
Fakat aslına bakarsanız, Eski zamanlarda böyle bir durum sizin için hakaret sayılmazdı. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة أنه في العصور القديمة لم يكن الناس بمنأى عن الجثث. |
Eski zamanlarda, insan sahiplerini savaşlarda yalnız bırakmazlardı. | Open Subtitles | في العصور القديمة ، كانوا معتادين على مرافقة البشر الى المعركة. |
Eski zamanlarda olsaydın, ne yapardın? | Open Subtitles | لو كُنتَ في العصور القديمة مالذي ستفعله؟ |
Çok Eski zamanlarda, fahişelik kutsal bir işti. | Open Subtitles | في العصور القديمة كانت الدعارة مهنة مقدسة |
Eski zamanlarda darağacından toplanan suçlular anatomistlerin masalarını doldurmak için yeterli görülüyordu. | Open Subtitles | ، في العصور القديمة إعدام المُجرمين بحبل المشنقة كان كافياً لتقديم الجثث لطاولات جراحين التشريح |
Eski zamanlarda doğru taraftaki kişilerin şeytanlarla savaşına | Open Subtitles | لقد كان يستخدم في العصور القديمة لتحضير الصالحين |
Eski zamanlarda genç ölenler, kaybolan çocuklar çok olurdu. | Open Subtitles | في الأيام القديمة عندنا يُفقد الأطفال الشباب يموتون طوال الوقت |
Eski zamanlarda ki gibi. | Open Subtitles | كما الأيام القديمة |
Acı çekme ve erken ölümlerin kişinin kendi yaşamında yaygın olduğu Eski zamanlarda, başkalarına zarar vermek ile ilgili daha az tereddüt vardı. Teknoloji ve ekonomik yeterlilik yaşamı daha uzun ve zevkli kılarken, genel olarak kişinin yaşama verdiği değer artar. | TED | في الأيام القديمة , عندما كانت المعاناة و الموت المبكر شيء مألوف في حياة الفرد الخاصة , فرد يملك القليل أو إنعدام الشعور بالذنب بإنعكاسات إيمانه علي الأخرين . وبتأثير التكنولوجيا و دقة الإقتصاد التي جعلت الحياة أطول و أكثر متعة , فرد يضع قيمة أعلي للحياة عموماَ . |
Eski zamanlarda evlilik, kadını bir mal karşılığı takas etmekten ibaretmiş. | Open Subtitles | في الأزمنة القديمة، كان الزواج لا شيء أكثر من تبادل للمرأه للمتلكات القانونيه |
Önceleri de kan akardı, Eski zamanlarda. | Open Subtitles | لقد سفك الدم من قبل فى الزمن القديم. |
Eski zamanlarda olsaydı kardeşim Morty ile beraber olurdun zaten! | Open Subtitles | في الأوقات العادية كنت تتنقلين مع أخي على أي حال |