Stefan Zach amcayı, kızı ve bebeği unutması için etki altına aldı. | Open Subtitles | (ستيفان) أذهن العم (زاك) لينسى خليلته والجنين. |
Bugün yaptığından sonra baban manolya şekeri dükkanlarını etki altına aldı. | Open Subtitles | بعد صنيعك اليوم، أذهن والدك مخبز حلوى (ماغنوليا) قاطبًا. |
Kol, Damon'u seni öldürmesi için etki altına aldı. | Open Subtitles | (كول) أذهن (دايمُن) لقتلك |
Klaus, Jeremy'i yaklaşan bir arabanın önünde durması için etki altına aldı. | Open Subtitles | (كلاوس) ارغم (جيرمي) ذهنياً للوقوف أمام سيّارة مسرعة |
- Çünkü söylemezsen o adam Jamie'yi kendini öldürmek üzere etki altına aldı. | Open Subtitles | لأنّكِ ما لم تقولِ لي ذلك . فهذا الرجل استحوز (جيمي) ذهنياً ليقتل نفسه. |
Merak etme, adımımı dışarı attığım an her şeyi unutmam için beni etki altına aldı. | Open Subtitles | لا تقلق أذهنني لنسيان كلّ شيء حالما أغادل |
Merak etme, adımımı dışarı attığım an her şeyi unutmam için beni etki altına aldı. | Open Subtitles | لا تقلق، أذهنني لنسيان" "كلّ شيء حالما أغادر |
Klaus, Marcel ile çıkıp onun üzerinde casusluk yapayım diye etki altına aldı. | Open Subtitles | أذهنني (كلاوس) للخروج مع مارسِل) لكيّ أتجسس عليه) |
Sana zarar vermem için beni etki altına aldı çünkü bana ne ifade ettiğini biliyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} أذهنني لأؤذيك لأنّه يعلم قيمتك لديّ. |
Kol beni etki altına aldı. | Open Subtitles | إنّ (كول) أذهنني ليست بيدي حيلة! |