Bu benzer değerleme sistemleri diğer insanlarla olan etkileşimleri değerlendirdiğimiz zaman yeniden düzenlenir. | TED | يعاد توزيع نفس أنظمة التقييم هذه عندما نقوم بتقييم التفاعلات مع أشخاص آخرين. |
Onların 9 yönlü etkileşimleri mi çalışıldı peki? | TED | هل تمت دراسة التفاعلات بالنسبة للأدوية التسعة ؟ |
Geçenlerde öğrendim; Minnettarlık ve olumlama negatif etkileşimleri dengeliyormuş. | TED | تعلمتُ مؤخرًا كيف يعوض الامتنان والتأكيدات التفاعلات السلبية. |
Sanırım yoğunluğu değerlendirmek için etkileşimleri kullanıyorlar. Böylece gerçekten kalabalık olduklarında, daha sık karşılaşıyorlar ve daha detaylıca araştırıyorlar. | TED | أعتقد أنهم يستخدمون التواصل لتقييم الكثافة، فعندما يكونون مزدحمين، فإنهم يلتقون أكثر، فيبحثون بدقة. |
Sadece basit etkileşimleri kullanarak, 130 milyon yıldan fazla bir zamandır, karınca kolonileri inanılmaz başarılar gösteriyor. | TED | باستخدام التواصل البسيط فقط، تطبق مستعمرات النمل إنجازات مذهلة لأكثر من 130 مليون سنة. |
Derin uyku gün boyunca yaşadığımız etkileşimleri uzun süreli hafıza ve kişiliğe dönüştürdüğümüz zamandır. | TED | النوم العميق هو ما يُمَكِّننا من تحويل كل تلك التفاعلات التي نقوم بها خلال اليوم إلى ذاكرتنا طويلة الأمد وإلى شخصيات. |
Yara artık geçilmez bir duvar gibidir. Hayati etkileşimleri öyle bir durdurur ki vücut ve implant haberleşemez. | TED | تعمل الندبة كجدار شبه منيع والذي يمكن أن يقوم بإعاقة التفاعلات الحيويّة بين الجسم والجهاز المزروع. |
burada da aynı simetrileri ve aynı etkileşimleri buluyoruz. | TED | نجد هنا نفس التماثلات، و نفس التفاعلات. |
Konum, mekan, insan ve çevre etkileşimleri, hareketlilik ve bölgeler. | Open Subtitles | الموقع ، المكان التفاعلات البشرية البيئية التحركات والمناطق |
Yine de, hem çalışmalarımı destekleyen hem de bunlardan etkilenen ve desteklemeyen öğrencilerle girdiğim etkileşimleri düşündüğümde umut besliyorum. | TED | لكني أشعر ببعض الأمل عندما أفكر في التفاعلات مع الأفراد الذين تمكنت من إقناعهم، مع طلاب يدعمون ما أفعله، ومع من يواجهون ما أفعله ومع من لا يدعمونه. |
Birdenbire, zayıf, güçlü ve elektromanyetik tüm etkileşimleri açıklayabilmemizi sağlayan, sağlam bir temel parçacık fiziği teorimiz olmuştu. | Open Subtitles | نظرية ثابتة لفيزياء الجزيئات الأولية التى تسمح لنا بوصف --كل التفاعلات |
Ben bir bilişimciyim ve veri bilimi insanıyım, bence gerçekten, bu husustaki tek umut çok sayıda veri kaynağını kullanarak ilaçların ne zaman birlikte güvenle kullanılabileceğini ya da kullanılamayacağını aradaki etkileşimleri hesaba katarak tespit edebiliriz. | TED | أنا متخصص في مجال المعلوماتية والبيانات العلمية، وحسب رأيي، الأمل الوحيد -- الأمل الوحيد-- لفهم هذه التفاعلات هو استخدام العديد من مصادر البيانات المختلفة بهدف فهم متى يمكن استعمال الأدوية معا بدون مخاطر ومتى يُشكّل استعمالها معا خطرا. |
Harvard Toplum Sağlığı Okulunun yaptığı bir araştırmaya göre sosyal etkileşimleri daha fazla olan yaşlı insanların hafıza kaybı süreçleri 6 sene ve üzeri dönemlerde yavaşlıyor. | TED | فقد وجدت دراسة أجرتها كلية هارفارد للصحة العامة أن المسنين ممن لديهم مستويات عالية من التواصل الاجتماعي، كان معدل تراجع الذاكرة لديهم أبطأ على مدى ست سنوات. |
Yani eğer erken metastatik kanser hücresi bakış açısıyla düşünecek olursanız, ihtiyaç duydukları kaynakları araştırırken, eğer bu kaynaklar kümelenmiş ise, diğer karıncaları toplamak için muhtemelen etkileşimleri kullanacaklardır. Eğer kanser hücrelerinin nasıl diğerlerini topladığını çözebilirsek, o zaman yerleşmeden onları yakalayacak tuzakları kurabiliriz. | TED | فلو فكرنا من هذا المنظور في الخلايا السرطانية المتنقلة وهي هناك تبحث عن الموارد التي تحتاج إليها، إذا كانت هذه الموارد متجمعة، فمن المحتمل أن تستخدم التواصل للغزو، ولو عرفنا كيف تقوم الخلايا السرطانية بالغزو، عندها قد يمكننا عمل فخ لها واصطيادها قبل أن تصبح متطورة. |