Haklı olduğumu ne kadar duymak istesem de hiçbir şey fark etmeyecek. | Open Subtitles | بقدر ما احب ان اسمع انى كنت محق انه لن يحدث القليل من الاختلاف |
Yakın zamanda dans etmeyecek, değil mi? | Open Subtitles | انه لن يذهب للرقص في اي وقت قريب , هو كذلك |
Sadece: "Onun için bir şey ifade etmeyecek bu filmin onun büyük çıkışı olmayacağını ve bunun bana gerçek bir film gibi gelmediğini" söyledim. | Open Subtitles | كل ماقلته هو ان فلمه لن ينجح لن يفعل شيئا له ولايبدو حقيقيا |
Bizi bir daha asla rahatsız etmeyecek. | Open Subtitles | أعلم ماذا تقصدين , لا تقلقي بعد الآن لن يقوم بإزعاجنا بعد الآن |
Tıpkı altına bez bağlayıp tüm ülke genelini arabayla kateden astronot gibi hiç de hoş seyahat etmeyecek. | Open Subtitles | مثل رائد الفضاء الذي قاد عبر البلد في حفاضة، إنها لن تتحمل التنقل بشكل جيد |
Gidip gitmememi sorun etmeyecek dedim. | Open Subtitles | لقد اخبرتك هي لن تهتم اذا ذهبت ام لم اذهب, حسناً? |
Bunu mahkemeye taşırsanız tanıklık etmeyecek. | Open Subtitles | حسنٌ، الآن إذا لجأت إلى المحكمة لن تقوم بالشهادة |
Kendi kendini yok etmeyecek. Hadi ! Neredeyse ulaştık ! | Open Subtitles | إنه لن يدمر نفسه هيا ، لقد إنتهينا تقريبا |
Gerekmedikçe kimse ateş etmeyecek. Barnett'i canlı yakalamak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نريد أى إطلاق نيران إذا كنا نريد أن نساعد ، نحن نريد " بارنيت " حيا |
Ahn Chan Soo'nun ne söyleyeceğini biliyorum. Hata yaptığını kabul etmeyecek. | Open Subtitles | انا متاكده ان هذا ما قد يقوله اهن تشان سو انه لن يعترف بخطئه |
Onların güvende olana kadar bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | وقال انه لن يساعدنا حتى يعلم انهم بأمان |
Sonuç olarak aslında onun için çok da fark etmeyecek. | Open Subtitles | انه لن يشعر بالفرق في سيارته فقط |
Bize yardım etmek istiyor, fakat bu ülkede yargılanmayacağına dair yazılı bir garanti almadan yardım etmeyecek. | Open Subtitles | يريد أن يساعدنا، ولكنه لن يفعل حتى يحصل على ضمان مكتوب بأنه لن تتم مقاضاته في هذا البلد |
Kimse kimseye yapacağı iş için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعد أحد. لن يفعل أحد أي شيء. |
etmeyecek. Seni çok sevecek. | Open Subtitles | لا,لن يفعل, هو سيحبك |
Hayır bu sefer, bizi ağaç etmeyecek bir önceki gibi... | Open Subtitles | لا ، لا، لن يقوم بتركنا كما فعل آخر مرة |
Hayir bu sefer, bizi agaç etmeyecek bir önceki gibi... | Open Subtitles | لا ، لا، لن يقوم بتركنا كما فعل آخر مرة |
O, bu konuda tek kelime dahi etmeyecek. | Open Subtitles | إنها لن تقول شيئاً |
Hastalığını tedavi etmeyecek. | Open Subtitles | إنها لن تشفي مرضه |
Nasılsa sana olayın iç yüzünü anlatmakta tereddüt etmeyecek. | Open Subtitles | هي لن تتردد أن تعطيك الحقيقة المجردة |
Ne kadar eğlenceli biri olduğunu fark etmeyecek. | Open Subtitles | هي لن تلاحظ مدى روح الدعابة لديه |
Dur, onu asıl ailesine teslim etmeyecek misin? | Open Subtitles | مهلاً، لن تقوم بتوصيلها لوالديها الفعليين؟ |
Kimseyi rahatsız etmeyecek. Sadece seyretmek istiyor. | Open Subtitles | إنه لن يزعج أحداً إنه يريد المشاهدة فقط |
Gerekmedikçe kimse ateş etmeyecek. Barnett'i canlı yakalamak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نريد أى إطلاق نيران إذا كنا نريد أن نساعد ، نحن نريد " بارنيت " حيا |