"etraftaki" - Traduction Turc en Arabe

    • المحيطة
        
    Bu yüzden de zirvesi, etraftaki savandan 30 derece daha soğuk. Open Subtitles مما يجعل قمته نحو 30 درجة برودة من السافانا المحيطة بها.
    Ama şunu öğrendim ki, kendime çeki düzen verip etraftaki birkaç şeyi değiştirdiğimde nihayet başarıyorum. TED ولكن ما تعلمته هو أنني إن استجمعت نفسي وغيرت بعض الأشياء المحيطة بي، فإنني في النهاية، سأنجح.
    Saat öğlen 12 yani etraftaki işyerlerinde çalışan insanlar için öğle yemeği vakti. Open Subtitles الساعة الثانية عشرة ظهرا مما يعني أن هذا هو وقت الغداء للأشخاص الذين يعملون في الشركات المحيطة
    Aşırı sıkıştırılmış havanın hızlıca boşaltılmasıyla, etraftaki havanın sıcaklığı emiliyor, bu da ani bir donma etkisine yol açıyor. Open Subtitles إن ضغط الغاز تحت ظروف مرتفعه جداً سيستعيد كثافتة الحقيقية تقوم تلك العملية بإمتصاص الحرارة المحيطة بالتالي كل شيء يتجمد
    etraftaki binaları kontrol edebilir miyiz? Open Subtitles هل هناك من طريقة تمكننا من تفحص تلك المباني المحيطة
    Buradaki her ailenin Dailerin kutsal kabul ettiği etraftaki ormanları örnek alarak düzenlediği sebze tarlaları var. Open Subtitles كل عائله تحتفظ بمطبخ في الحديقة شكّل على التركيب المتعدّد ذو الطبقات للغابات المحيطة قبضة داي المقدسة
    Görebildiklerimiz 6 tane. etraftaki ağaçlarda muhtemelen daha fazlası vardır. Open Subtitles ستة هم من نراهم فقط, ربما يكون هناك المزيد في الأشجار المحيطة
    "etraftaki bu kadar saçmalığın arasından gerçeği görebilme ve yükselebilme eğilimi". Open Subtitles الميل للرؤية من خلال كل الترهات المحيطة بكِ والصعود عليها.
    etraftaki binaların çatısına keskin nişancılar istiyorum. Open Subtitles سوف أتبعها على القارب. أريد قناصة على جميع الأسطح المحيطة
    Bak bakalım etraftaki kemiklerde de var mı? Open Subtitles تحقق إن كانت هناك ثقوب أخرى على العظام المحيطة.
    Böylelikle bu aleti geminin yan tarafına indiriyoruz, ve alt tarafa yerleşmiş olan etraftaki suyun sıcaklık ve dağılmış oksijen değerleri gibi şeyler hakkında bizi bilgilendiren sensörler var. TED لذلك ننزل بهذه الأله على جانب السفينه، وهناك أجهزة استشعار يتم تركيبها فى القاع. والتى يمكن ان تعطينا معلومات عن المياه المحيطة بها، مثل درجة الحرارة او نسبة الاكسجين المذاب.
    Amaç, etraftaki 23 kasayı havaya uçurmak değil ortadaki kasayı korumakmış. Open Subtitles والمقصد ليس نسف الـ 23 صندق المحيطة
    Bulmalıyız, etraftaki mağaralara bakalım. Open Subtitles لقد هرب للتو! يجب أن ننتشر و نتفحص الكهوف المحيطة. - انتظر انتظر.
    etraftaki alanı tamamen taradık, henüz bir şey bulamadık. Open Subtitles بحث المنطقة المحيطة لم يظهر شيئاً بعد
    etraftaki adalardan sızıyor. Open Subtitles ومن النزيف من خلال الجزر المحيطة بها.
    etraftaki tüm gözetleme kameralarını kontrol edin. Open Subtitles تحقّق من كل كاميرات المراقبة المحيطة
    etraftaki monitörleri kontrol et. Open Subtitles تفحص الشاشات المحيطة
    Meruem'in En'i sarayı ve etraftaki her şeyi pasparlak ederek ışıldadı. Open Subtitles "إين" (ميريم) أضاء القصر والمنطقة المحيطة بوميض حقيقيّ"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus