Dinle benden nefret ettiğini biliyorum ama şu an ikimiz aynı taraftayız. | Open Subtitles | أصغِ، أعلم أنك تكرهني الآن لكننا على نفس الجانب في هذه اللحظة |
Miranda, benimle neden kavga ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ميراندا، وأنا أعلم أنك. وأنا أعرف لماذا اختار معركة مع لي. |
- İyi dans ettiğini biliyorum. - Hayır, dans etmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك راقص جيد لا, أنا لا أريد الرقص حقا |
buradan kurtulmak için acele ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ناتسونو، أعلم أنّك تريد الخروج من هذا المكان بأسرع وقت ممكن |
Benden nefret ettiğini biliyorum Zeyna... kendimden nefret ettiğimden daha fazla değil. | Open Subtitles | أعلم بأنك تكرهيني ليس أكثر مما أكره نفسي |
Tamam, bu sorudan nefret ettiğini biliyorum ama soracağım. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تكرهين هذا السؤال لكنني سأسألكِ |
Bu bölünmeden benim kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف انك تكره الانقسام بالقدر ذاته الذي اكرهه |
Bir çiftçi eşi olmak için çok şeyi feda ettiğini biliyorum ama senin gibi zeki ve yetenekli birinin kendi amaçlarına öncelik tanımasının zamanı gelmedi mi? | Open Subtitles | أعلم أنك ضحيتي بالكثير لتصبحي زوجة مزارع لكن مع ذكائك وموهبتك ألا تستحقي منح الأولوية لطموحك الخاص على سبيل التغيير |
Bu partilerden nefret ettiğini biliyorum ama albümü satman gerek. | Open Subtitles | أعلم أنك تكره تلك الحفلات ولكن يجب عليك أن تبيع تسجيلاتك |
- İstifa ettiğini biliyorum. Başka okul buluruz. - Olmaz. | Open Subtitles | أعلم أنك استقلتي أعلم لكن هناك مدارس اخرى |
Dinle, değişimden ödün patladığını ve Tito Jackson'ın doğum günüden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك مذعور وخائف من التغييرات وأنك تكره يوم عيد ميلاد تيتو جاكسون |
Evet kontrol ettiğini biliyorum. Onu bir şekilde gönderebilir misin? | Open Subtitles | أعرف أنك قد رأيتِه، أيمكنك أن ترسليه إلى أي مكان؟ |
Onu terk ettiğini biliyorum, fakat bu kadar mı ondan nefret ediyorsun? | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تمقتها, ولكن هل أنت حقاَ تكرها كل هذا القدر؟ |
Zihin testini hazırlamaya yardım ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك ساعدت في وضع الجزء الذهني من الإختبار. |
Beklemekten nefret ettiğini biliyorum ama böylesi daha iyi. | Open Subtitles | , أنا أعلم بأنك تكره الانتظار لكنها أفضل بهذه الطريقة |
Neden isyan ettiğini biliyorum, kendini öldürecek cesaretin yok. | Open Subtitles | أعرف أنكِ هائجة ولكن ليس لديكِ الشجاعة لتموتي |
O aptal gömlekleri giymekten nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تكره إرتداء هذه القمصان الغبية |
Benden nefret ettiğini biliyorum. Ama ben senden etmiyorum. | Open Subtitles | ارجوك, أعرف بأنك لا تحبني ولاكن انا لا أكرهك |
Senin bundan nefret ettiğini biliyorum, ama Tanrım, seni smokin içinde görmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّك تكره مناسبات كهذه لكنك تعجبني ببدلة السهرة |
"Benden nefret ettiğini biliyorum." Yine, ben değilim mektupta öyle yazıyor. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تكرهينني مجدداً، لستُ أنا بل الرسالة.. |
Sakin ol Jim, ben evde yokken dans ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | اهدا جيم انا اعلم انك ترقص عندما لا اكون بالمنزل |
Duygusal şeylerden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنكِ تكرهين الأشياء العاطفية |
Mali durumunu güzelce idare ettiğini biliyorum ama eline para geçmezse çocuklara bakamayacağını da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنكِ تستطيعين تدبر الموقف لكن ليس في حال عدم وجود المال وأعلم بأنك تعتنين بالأولاد جيداً |
Aşçılığımla alay ettiğini biliyorum. Ne kadar konuştuğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه يهزأ من طبخي أريد ان أعلم كم يسخرون مني بغيابي |
Bebeğim, havalı bastonumdan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | حبيبتي، أعرف انك تكرهين عصا المشي الرائعة هذه |