- Söylemesi zor, hepsi ezilmiş? | Open Subtitles | ـ من الصّعب ان أخبرك، فهى مسحوقة عن آخرها |
- Ayrıca tekerleğin lastik tırnağında... buradaki Potomac nehri boyunca, killi çorak arazide bulunan... ezilmiş Pendleton deri çiçeği vardı- | Open Subtitles | وكان هناك أيضاً سحق لزهور "بندلتون ليثير".. أثناء معالجته والذي عثر عليه فقط هنا في "شال بارنيز" تظهر بأعلى "بوتوماك" |
Şöyle ki, o, domateslerden; ezilmiş, sıkılmış, tamamen pestili çıkarılmış domateslerden yapılır. | TED | حسنًا، إنه مصنوع من الطماطم، المحطمة، المسحوقة، فالطماطم سحقت بالكامل. |
- ezilmiş bir tane gördüm, evet, efendim. | Open Subtitles | لقد رأيت واحد و قد كان مسحوق كلياً في كوب السيد الفرنسي الشاب |
Bulduklarımızın bazıları sağlam, bazıları ise ya ezilmiş ya da yanmış. | Open Subtitles | بعض الأشياء ملتصقة والأخرى محطمة والأخرى محترقة |
Boğazı, bir yumruk ya da sert bir darbeyle ezilmiş. | Open Subtitles | سُحقت الحنجرة بواسطة ضربة، أو ضغوط شديدة. |
Üç patlak dudak, iki kanamış burun on iki ezilmiş parmak eklemi ve dört sallanan diş. | Open Subtitles | ثلاث شفاه ممزقة وأنفان ينزفان اثني عشر مفصل محطم وأربعة أسنان |
Sadece patateslerimi ezilmiş olarak yemeliyim | Open Subtitles | الشيء الذي يجب فعله هو تناول البطاطس المهروسة |
Sağ incik kemiği ve kaval kemiğinde açık kırık ezilmiş sternum etkili kafatası darbesi. | Open Subtitles | الكسور المضاعفة في يمين عظمة الساق والفخذ عظمة القص مسحوقة صدمة كبيرة في الجمجمة .. |
Çürümüş bir cesedi kaplayan ezilmiş bir otomobili kurcalamamak mı? | Open Subtitles | لا أخدش سيارة مسحوقة والتي تحتوي جثة متعفنة؟ |
Daha önce hiç görmediğim, ezilmiş teneke bira gibi. | Open Subtitles | أنا لم أرى قط سحق علبة بهذه الطريقة كان جنونياً |
Kafatası çatlayarak açılmış ve vücudunun sol tarafının büyük bir kısmı ezilmiş. | Open Subtitles | جمجمته فتحت وأغلب جانبه الأيسر سحق |
Dar silindirik bir obje ile altı sekiz defa ezilmiş. | Open Subtitles | سحقت من 6 إلى 8 مرات بأداة اسطوانية رفيعة |
Dalağı parçalanmış, karaciğeri ezilmiş ve karnında başka yaralar da var. | Open Subtitles | طحال محطّم وكبد مسحوق وإصابات بطن متنوعة أخرى. |
Kızın kafası ezilmiş. Cort'un kafatası bıçakla oyulmuş. | Open Subtitles | دماغها كانت محطمة وكورت لديه سكين فى جمجمته |
Görünüşe göre bedeni bir ağırlık altında ezilmiş. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ جثته قد سُحقت بواسطة ثقلٍ ما. |
Gögüs ezilmiş. Muhtemelen, içten yaralanmış. | Open Subtitles | الصدر محطم, ربما هناك نزيف داخلى شديد |
İkisi de ilk darbeden sonra tekrar ezilmiş. | Open Subtitles | حسنا,أول دليل كلتاهما تم دهسها رجوعا بعد الاصطدام الأولي |
VW Beetle içindeki aile iki römork kasası arasında ezilmiş. | Open Subtitles | عائلة في a خنفساء في دبليو سَحقَ بين إثنان semis. |
Morarmaları, kırıkları, ve derin kesikleri göz önünde bulundurursak Joseph Gibson'un elleri ve ayakları "Spanish Boot." denen bir alet ile ezilmiş. | Open Subtitles | الكدمات والكسور والجروح العميقة تُشير إلى أن أطراف " جوزيف جيبسون " تم سحقها " عن طريق أداة تُدعى " الحذاء الأسباني |
Çocuğun ezilmiş böcekleri hayata döndürmesiyle ilgili bir rapor hazırlıyordum. | Open Subtitles | لقد كان يوصلني تقارير عن فتى يعيد البق المسحوق للحياة |
Boğulmuş. Soluk borusu ezilmiş. | Open Subtitles | إختناق ، القصبة الهوائية مُحطمة |
Bak. Sana bir şey aldım. Biraz ezilmiş ama iyidir yine de. | Open Subtitles | خذي، جلبت لك شيئًا، مهشم قليلًا، لكن سيفي بالغرض. |