Benimki otobanda duman içinde çünkü önüme bir geyik fırladı. | Open Subtitles | سيارتي مدخنة في طريق هايواي 13 لأنّ غزالاً قفز أمامي |
Bir gün bisikletimle gidiyordum kutusundan dışarı fırladı ve bisikletin tekerinin altında ezildi. | Open Subtitles | وكنت اركب دراجتي في يوم قفز من الصندوق وانا سحقته بالاطار الخلفي |
Kız zaten pastanın içinden fırladı ve herkes bir parça aldı. | Open Subtitles | لقد قفزت الفتاة من الكعكة وحظي الكل بقطعة منها |
Kürek elinden fırladı ve gidip bir gaz lambasına çarparak patlattı. | Open Subtitles | ففقد المجرفة لقد طارت من قبضته لتصيب مصباحا من الكيروسين |
Ve artan hayvansal üretim ile aynı zamanda antibiyotik kullanımı da dünya çapında fırladı. | TED | ومع زيادة الإنتاج الحيواني، ارتفع استخدام المضادات الحيوية في جميع أنحاء العالم. |
Aday şekillerin listesi 10 üzeri 500'lere kadar fırladı. | TED | ارتفعت قائمة الاشكال المرشحة الى حوالي 10 الى 500 |
Sonra o canavar soğutucudan fırladı ve sen çok cesurdun. "Fred, dikkat et!" dedin. | Open Subtitles | بعدها قفز هذا الوحش من الثلاجه وأنت كنت فى غايه الشجاعه |
15,000. Yani, teklif birdenbire 15,000' e fırladı. | Open Subtitles | خمسة عشر ألفاً ، أعني أن المزاد قفز لخمسة عشر ألفاً لعينة |
Evet.Tuvaletimden fırladı ve sizin bir adamı benim oksijen tankımla öldürdüğünüzü söyledi | Open Subtitles | قفز للتو من خزانة ملابسي، يصرخ انك قلت شخص ما باسطوانة الاكسجين لدي |
Eğer kan basıncı 200'lere fırladı ve dilini ısırdı desem tatmin edici bir cevap olur muydu? | Open Subtitles | لو قلتُ أنّ ضغط دمها قفز لأكثر من 200 وقامت هي بقضم لسانها أستكون هذه إجابة شافية؟ |
2007'de bu miktar 100 kiloya fırladı. | Open Subtitles | في عام 2007 ذلك الرقم قفز إلى ما لا يقل عن 222 رطل. |
Hemencecik 104'e fırladı. Sağlınız için hiç iyi değil. | Open Subtitles | لقد قفز إلى 104 لا يمكن أن يكون جيّدا بالنسبة إليك |
İkramiyen, neden bir günde tavuk ve salatadan 30 bine fırladı sanıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تظن أن علاوتك قفزت .منصدردجاجمحشو . إلى 30 ألف خلال يوم واحد؟ |
Hikaye patladığından beri bilet ön satışları yüzde 20 fırladı. | Open Subtitles | منذ إنتشار القصّة، %أسعار تذاكر ما قبل البيع قفزت 20. |
Sanki bir sarsıntı gibiydi. Ellerim bağlantılardan fırladı. | Open Subtitles | لقد قفزت يدي إلى الموصلات, كان أشبه بالزلزال |
Fıçıdan bir metal parçası fırladı ve Dennis'in sikine çarptı. | Open Subtitles | قطعة من المعدن طارت من البرميل وضربت دينيس مباشرة في القضيب |
Muhtemelen konsolda duruyordu ve çarpışmada fırladı. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه كان يضعها على مخزن السيّارة ثمّ طارت عندما صُدم |
Aynasızın birinden fırladı ve üzerime yapıştı. İzci sözü. | Open Subtitles | طارت من أحد رجال الشرطة واستقرت هنا، شرف الكشافة. |
Bir yıldan az bir sürede, string teorisyenlerinin sayısı birkaç kişi iken yüzlerceye fırladı. | Open Subtitles | عدد علماء نظرية الخيط ارتفع من حفنة إلى المئات. إلى تلك اللحظة,الكلام الأطول |
Kan basıncı 202'ye 134'e fırladı. Cenin tehlikede. | Open Subtitles | ضغط الدم ارتفع إلى 202 على 134 الجنين تحت اجهاد |
İçerde ise yiyecek fiyatları fırladı, halk ayaklandı ve Meclis'te farklı gruplar birbirine düştü. | Open Subtitles | وفى الوطن ، ارتفعت أسعار الغذاء ، وانتشر الشغب .. وفى مجلس النواب تصارعت الفصائل فيما بينها |
Kirk Holloway, 100 metre karışık stil şampiyonu camdan dışarı fırladı. | Open Subtitles | "كيرك هولواي الفائز ب 100 متر مختلط" اندفع من خلال الزجاج |
Evet efendim. Bagajdan on adam fırladı. | Open Subtitles | عشرة أشخاصِ قفزوا خارج الشاحنة |
Sonra sanki onunla kaçıp ikiz doğurmak istemişim gibi sandalyesinden fırladı. | Open Subtitles | ثم إنطلق من الكرسي وكأنني قلت أنني أريد الهرب ولدي توأم |