Sen aradıktan sonra altı tane faili meçhul cinayeti araştırdım. | Open Subtitles | بعد اتصالك.. وجدت 6 جرائم لم تحل قضيتها. |
Bölgede faili bulunmamış soygunları araştırdım. | Open Subtitles | كنت أبحث عن عمليات السطو التي لم تحل بالمنطقة |
Herkesin hakkında aptalca bir şekilde çözümsüz dediği faili meçhul bir davamızı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قضية غير محلولة لنا التي يقول عنها الجميع بحماقة غير قابلة للحل |
- faili meçhul olarak kalacak, en azından bana göre. - Herkes binsin! | Open Subtitles | وسوف تظل غير محلولة هكذا ,على الاقل بواسطتى |
Dövmeciyi bulursak, faili de buluruz. | Open Subtitles | إذا كان يمكننا العثور على هذا الفنان، ثم يمكننا أن نجد لدينا بيرب. |
faili meçhul olaylar üzerinde adli tıp dersi veriyorum da. | Open Subtitles | أنا أدرّس صف عن الأدلة الجنائية للقضايا القديمة. |
25 yıl önceki faili meçhul cinayeti hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرون يا بنات جريمة القتل التي لم تحل منذ 25 سنة |
Buna bir de faili meçhul cinayetler eklenince herkes gerildi. | Open Subtitles | والذي تأثّر كثيراً بالوضع الإقتصادي الحالي أضيفوا لذلك سلسلة جرائم قتل لم تحل والجميع متوترون |
Parmak izleri faili meçhul iki cinayet mahallinde bulunmuş. | Open Subtitles | بصماته وجِدت في مسرح جريمة لجريمتي قتل لم تحل. |
O mülk üzerindeki bir faili meçhul cinayet farklı bir olaydır, ben de emirleri uyguluyorum. | Open Subtitles | جريمه قتل لم تحل على هذا العقار يجعله اكثر صعوبه, لذلك حصلت على الضوء الاخضر لتنفيذ الاوامر. |
Açık olmak gerekirse, faili meçhul cinayetlere. | Open Subtitles | ليكون واضحا، وهذه هي قضايا القتل التي لم تحل بعد. |
Başına bir tane daha faili meçhul olay çıkmasın şimdi. | Open Subtitles | آخر شيء تحتاجيه , هو قضية أخرى لم تحل |
DNA, Teksas'taki faili meçhul bir vakadakiyle aynı çıktı. | Open Subtitles | بحثت عنه في نظام الفهرسي للحمض النووي الموحد الحمض النووي المنوي مطابق لقضية غير محلولة في تكساس |
Bu faili meçhul cinayetlere bakıp beynimi patlatıyorum. | Open Subtitles | أَستمرُّ بإجْهاد دماغِي، ذِهاب على هذه قضايا القتل الغير محلولة. |
Bu ülkede yüz binlerce faili meçhul cinayet var. | Open Subtitles | الغير محلولة في هذا البلد لذا ما تقوله أنه لا بأس لمحامي دفاع |
Brentwood. 6 Kasım 2004. faili meçhul cinayet. | Open Subtitles | جريمة قتل برنتوود الغير محلولة في 6 نوفمبر 2004 |
Dövmeciyi bulursak, faili de buluruz. | Open Subtitles | إذا تمكنا من العثور على هذا الفنان، ثم يمكننا أن نجد لدينا بيرب. |
faili meçhul olaylar üzerinde adli tıp dersi veriyorum da. | Open Subtitles | أدرّس صفــا عن الأدلة الجنائية للقضايا القديمة |
Belediye başkanlığımız, bu hain saldırının faili Bay Edlund'un tutuklanıp derhal adalete teslim edilmesini sağlamak için SCPD ve SSB ile durmak bilmeden çalışıyor. | Open Subtitles | هذا المكتب يعمل بلا كلل مع الشرطة ووحدة مكافحة الجريمة حرصًا على أن السيد (إدلوند) منفذ هذه الجريمة العنيفة الشنعاء سيُعتقل ويحاكم أمام العدالة سريعًا. |
2008'de bir soruşturma açtık, ama çabucak faili meçhul hale geldi. | Open Subtitles | لقد فتحنا تحقيق فى 2008 لكنه سريعا ما اصبح قضية باردة |
Yani bu faili meçhul cinayetler açıklığa kavuşmuş vaka yüzdeni olumsuz etkilemiyor mu? | Open Subtitles | كيلا تؤثّر القضايا غير المحلولة سلبًا على قضاياكِ المحلولة؟ |