| Bu Faili meçhul cinayetlere bakıp beynimi patlatıyorum. | Open Subtitles | أَستمرُّ بإجْهاد دماغِي، ذِهاب على هذه قضايا القتل الغير محلولة. |
| Bu ülkede yüz binlerce Faili meçhul cinayet var. | Open Subtitles | الغير محلولة في هذا البلد لذا ما تقوله أنه لا بأس لمحامي دفاع |
| Brentwood. 6 Kasım 2004. Faili meçhul cinayet. | Open Subtitles | جريمة قتل برنتوود الغير محلولة في 6 نوفمبر 2004 |
| Herkesin hakkında aptalca bir şekilde çözümsüz dediği Faili meçhul bir davamızı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قضية غير محلولة لنا التي يقول عنها الجميع بحماقة غير قابلة للحل |
| - Faili meçhul olarak kalacak, en azından bana göre. - Herkes binsin! | Open Subtitles | وسوف تظل غير محلولة هكذا ,على الاقل بواسطتى |
| Faili meçhul kalmasının sebebi belki de kimsenin onların yasını tutmamasıdır. | Open Subtitles | رُبما هى قضايا باردة لإنه لم ينعي خسارتهم أحد |
| Buna bir de Faili meçhul cinayetler eklenince herkes gerildi. | Open Subtitles | والذي تأثّر كثيراً بالوضع الإقتصادي الحالي أضيفوا لذلك سلسلة جرائم قتل لم تحل والجميع متوترون |
| Yani bu Faili meçhul cinayetler açıklığa kavuşmuş vaka yüzdeni olumsuz etkilemiyor mu? | Open Subtitles | كيلا تؤثّر القضايا غير المحلولة سلبًا على قضاياكِ المحلولة؟ |
| O yoldaki Faili meçhul olaylara da baksana. - Hemen patron. | Open Subtitles | إبحث عن أي تقارير لحوادث لم يتم حلها على ذلك الطريق |
| Peki, bugünkü adli tıp konumuz Faili meçhul olaylar. | Open Subtitles | محاضرة اليوم هي عن القضايا الغير محلولة. |
| Çok fazla Faili meçhul dosyan oldu mu? | Open Subtitles | أكان لديك العديد من القضايا الغير محلولة ؟ |
| Bulduğumuz Faili meçhul beş suikasttan ikisinin esrarı yasallaştırma hareketiyle bağlantısı var. | Open Subtitles | أجل، وانظروا إلى هذه الجرائم الـ5 الغير محلولة بطريقة الإغتيال التي وجدناها أثنتان كانتا بسبب شروعية الماريجوانا |
| Faili meçhul olayları bırak ve onları bana gönder. | Open Subtitles | انتهي من القضايا الغير محلولة و أرسلهم لي. |
| Maktullerin başının arkasından düşük hızda bir mermiyle vurulduğu Faili meçhul olayların dosyalarını inceliyor olmamız lazım Deeks. | Open Subtitles | من المفترض أن نعمل على قضايا القتل الغير محلولة التي قُتل فيها الضحية برصاصة في مؤخرة رأسه بسرعة بطيئة |
| Beş yıllık Faili meçhul olaylar. | Open Subtitles | خمس سنوات من القضايَا الغير محلولة. |
| DNA, Teksas'taki Faili meçhul bir vakadakiyle aynı çıktı. | Open Subtitles | بحثت عنه في نظام الفهرسي للحمض النووي الموحد الحمض النووي المنوي مطابق لقضية غير محلولة في تكساس |
| Balistik incelemede, dört Faili meçhul cinayetle bağlantısı çıktı. | Open Subtitles | لحد الآن، يربطه قسم المقذوفات بأربع جرائم قتل غير محلولة. |
| Duyduğuma göre Faili meçhul bir cinayeti olan tek biz değiliz. | Open Subtitles | كما سمعت لسنا الوحيدون الذين لديهم قضايا غير محلولة. |
| 2004-2006 yılları arasındaki bütün Faili meçhul cinayetlere baktık. | Open Subtitles | لقد راجعنا كل جريمة قتل غير محلولة من عام 2004 إلى 2006 |
| Ve onların arasında, Fas'taki Faili meçhul bir cinayet hakkında bir hikaye ve bir isim vardı. | Open Subtitles | ووسط كل ذلك كانت هناك قصة عن قضية قتل غير محلولة في المغرب |
| Kurbanlar masum olmasa bile hiç bir cinayet Faili meçhul kalmamalı ve hiç bir katil serbestçe dolaşmamalı. | Open Subtitles | وحتى إن لم يوجد ضحايا أبرياء لا يجب أن تُترك أي قضايا قتل غير محلولة وألا يُترك أي قاتل طليق |
| Kanıt odasında saklıyor "Faili meçhul olaylar 1972 yılı" yazan kutuda. | Open Subtitles | خبئها في غرفة الأدلة في صندوق رقمه "قضايا باردة 1970" |
| Parmak izleri Faili meçhul iki cinayet mahallinde bulunmuş. | Open Subtitles | بصماته وجِدت في مسرح جريمة لجريمتي قتل لم تحل. |
| Amir Lee, Min-woo Choi dosyasının Faili meçhul Birimine gönderilmesini istiyor. | Open Subtitles | القائد لي يُريد أن يتم إرسال قضية تشوي مين وو إلى فريق القضايا غير المحلولة. |
| Bayan Keating geçmişte de çevresindeki Faili meçhul suçlardan sorguya çekilmişti. | Open Subtitles | في الماضي تم استجواب السيدة (كيتينج) لجرائم ذات صلة بها لم يتم حلها . |