Bay Başkan, Farhad'ı yakalamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس ، نحن نبذل قصارى جهدنا ،(لإلقاء القبض على (فرهاد |
- Ve Farhad Ghazi'nin o fotoğrafı daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | -وتلك الصورة لـ(فرهاد غازي ) لم يسبق لي أن رأيتها قبلًا |
- Ve Farhad Ghazi'nin o fotoğrafı daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | -وتلك الصورة لـ(فرهاد غازي ) لم يسبق لي أن رأيتها قبلًا |
Farhad'ın oğlu değil. Hayır! Benim oğlumun hediyeleri! | Open Subtitles | ليس هدايا أبن فرهاد با إبني أنا |
Seni öldürmeye çalışanın Farhad olduğunu duydum. | Open Subtitles | (لقد سمعت بأن (فارهاد هو من حاول إغتيالك |
Farhad, yukarı çıkarken ona fazla bakma! | Open Subtitles | فرهاد ، لا تنظر إليه كثيراً عندما يصعد! |
Ve bunun kaybolmasına izin vermek... Farhad'ın zaferini ilan etmektir. | Open Subtitles | فلو سمحنا لهذه الأمر بإيقافنا - فسيكون (فرهاد) قد إنتصر - |
Farhad, bana hep, nükleer güç olmadığımız sürece batılı ülkelerin merhametine kalacağımızı söylerdi. | Open Subtitles | لقد أخبرني (فرهاد) بأن دولتنا ستبقى دوما تحت رحمة الغرب إلا إذا أصبحنا قوة نووية |
Farhad bize kimsenin hayal edemeyeceği bir para ödüyor. | Open Subtitles | إن (فرهاد) يدفع لنا إكثر بكثير من أي بائع قد نحلم به |
Sayın Başkan Farhad'a karşı tavır alan adamlar Kamistan adına çalışan gizli ajanlar. | Open Subtitles | والآن سيدي الرئيسة، الرجال الذين انقلبوا على (فرهاد) هم عناصر سرية في الجمهورية الإسلامية |
Eğer Kamistan'nın istihbarat kayıtlarına erişim imkânını bulursak Farhad belki bu adamların kimliklerini teşhis etmemize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | والآن، إذا استطعنا الدخول لملفات مخابرات الجمهورية، يمكن لـ(فرهاد) أن يحدد هوية هؤلاء الرجال |
Farhad Hassan, deponun hemen kuzeydoğu cephesindeki köşede. | Open Subtitles | تم تحديد موقع (فرهاد حسان) في الناحية الشمالية الشرقية من المخزن |
Farhad'ın emrindeki adamlar, kendisine cephe almış ve nükleer çubuklara el koymuşlar. | Open Subtitles | الرجال الذين عمل معهم (فرهاد) انقلبوا ضده، ولقد أخذوا القضبان النووية |
Bana bu ülkede sahip olduğunuz istihbarat dosyalarının hepsini vermenizi istiyorum ki Farhad bu teröristleri tespit edebilsin. | Open Subtitles | أود منك أن تعطينا الملفات الاستخباراتية لكل عنصر لديك في هذه البلاد حتى يتعرف (فرهاد) على هؤلاء الإرهابيين |
Farhad'ı bana teslim etmenizi ve onu bizimkilerin sorgulamasına izin vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | أقترح أن تسلموني (فرهاد) وتدعوا رجالي يستجوبونه |
Bir CTU ekibi Farhad'a doğru ilerlerken bunu konuşmaya vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا يوجد وقت لهذا. هناك فريق من وحدة الإرهاب يتحرك نحو (فرهاد) بينما نتحدث |
Farhad'ı vuran her kimse, öldüğünü göremedi. | Open Subtitles | أياً كان من أصاب (فرهاد) هو لم يتأكد أنه مات |
Ama Farhad üzerine bir hareket yaparlarsa, ki bence yapacaklar onları bekliyor olacağız. | Open Subtitles | وعندما يتحركون تجاه (فرهاد)، وأظنهم سيفعلوا.. سنكون بانتظارهم |
Farhad amcanın ihanetinin seni seven herkesi sana karşı hale getirmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدع خيانة العم (فارهاد) تقلبك على كل شخصٍ يهتم لأجلك |
Meier, Farhad'ın ekibindeki sızıntı konusunda haklıysa bu bizim için tehlikeli olur. | Open Subtitles | فإن ما قاله (ميير) صحيح حول التسريب من قبل فريق (فارهاد) سيكون الأمر خطيراً علينا |
Bay Hastings, beni endişelendiren Farhad Hassan. | Open Subtitles | سيد (هيستينجز) إن (فارهاد حسّان) هو من يقلقني |