Şempanzenin gülüşü bizimkinden farklı görünüyor, ama aynı kas hareketlerinden bazılarını kullanıyor. | TED | ضحك الشمبانزي يبدو مختلفاً عن ضحكنا، لكنه يستخدم بعضاً من نفس حركة العضلات. |
Hayır ama artık bir masanın arkasında oturunca, dünya farklı görünüyor. | Open Subtitles | لكن الآن, بعدما جلستُ خلف المكتب العالم يبدو مختلفاً |
Sorun şu ki saat 5 ve 6 arası farklı günlerde farklı görünüyor. | TED | المشكل هي، مابين الخامسة والسادسة مساء تبدو مختلفة مع اختلاف الأيام. |
ve hepsi birbirinden farklı görünüyor ama ben bu yolların tamamının kendi kaderini tayin etme hakkıyla döşeli olduğuna inanıyorum. | TED | جميعها تبدو مختلفة جدًا، ولكنني أؤمن بأن كل واحد يمهد له الطريق الصحيح لتقرير مصيره. |
Her şey bana farklı görünüyor, şuradaki resim bile. | Open Subtitles | كل شىء يبدو مختلف الىّ حتى تلك اللوحه هناك |
Çünkü sen etrafındayken farklı görünüyor. | Open Subtitles | لأنه يبدو مختلفا عندما تكون قريبا |
Sana farklı görünüyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدو مختلفاً لكِ؟ |
- Bugün farklı görünüyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدو مختلفة اليوم؟ |
Otelde ona ilk baktığım sefere kıyasla şimdi çok farklı görünüyor. | Open Subtitles | تذكرني بتلك اللحظات عندما اجتمعنا في الفندق إنها تبدو مختلفه جدا |
Ekseni değiştirebiliyorum ve başka bir açıdan görüntüleyebiliyorum. Bu aynı şey, sadece biraz daha farklı görünüyor. | TED | وأستطيع أن أغير المحاور، و أستطيع أن أعرضه من وجهة نظر مختلفة، لكنه نفس الشيء، ولكنه يبدو مختلفًا قليلًا. |
Bu sabah göründüğünden çok daha farklı görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | المعرض يبدو مختلفاً كثيراً مما كان يبدو عليه في صباح اليوم، أليس كذلك؟ |
Ama her şey bana farklı görünüyor. | Open Subtitles | لكن كل شيء يبدو مختلفاً تماماً بالنسبة لي الآن |
Tek sorun kayıtların biraz eski olması. Şu an biraz farklı görünüyor olabilir adam. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة أن تلك السجلات قديمة نوعاً ما، قد يبدو مختلفاً الآن |
25 sene önce Bradley'le beraber onu labirente gömdüğünüzden biraz farklı görünüyor. | Open Subtitles | على الأرجح يبدو مختلفاً قليلاً عما كان عليه عندما دفنتماه أنت و"برادلي" في المتاهة قبل 25عاماً. |
İçinden kurşunlar fırlamadığında farklı görünüyor. | Open Subtitles | تبدو مختلفة بدون شخص يحمل سلاح آلي يخرج منها |
Hayatın farklı görünüyor çünkü tüm hayatını evin, kocan ve çocukların dolduruyor. | Open Subtitles | حياتك تبدو مختلفة لأنها مملوءة بالمنازل والأزواج والأطفال. |
Ama çok farklı görünüyor tanınamaz bir hale gelmiş. | Open Subtitles | ولكنها تبدو مختلفة لم يمكنني التعرف عليها |
Bilmiyorum..çok farklı görünüyor | Open Subtitles | هذا غريب جدا لااعرف , يبدو مختلف |
Her şey farklı görünüyor. | Open Subtitles | كل شيئ يبدو مختلف للغاية |
- Şu an herşey farklı görünüyor. - Bana bunu söyleme! | Open Subtitles | كل شيء يبدو مختلفا الأن لا تبدا معي |
- farklı görünüyor. - Bu birinci sınıf bir kurt köpeği. | Open Subtitles | يبدو مختلفا عن الكلاب العادية - هذا هو الضربة القاضية ، انه الذئب الكلب - |
- Bugün farklı görünüyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدو مختلفة اليوم؟ |
Otelde ona ilk baktığım sefere kıyasla... şimdi çok farklı görünüyor... | Open Subtitles | تذكرني بتلك اللحظات عندما اجتمعنا في الفندق إنها تبدو مختلفه جدا |
Yani, şu an biraz farklı görünüyor ancak yine de orada korkmuş bir çocuk var. | Open Subtitles | أنا لست قلقا، أعني أنه يبدو مختلفًا قليلا الآن ولكنه لا يزال صبي مرتعب |