| Global Witness'ın çarpıcı bir raporuna göre bu taşlar silah almak ve iç savaşı finanse etmek için kullanılmakta. | Open Subtitles | طبقا لتقرير الأضرار المعد بشهادة دولية فإن أحجار الماس تستخدم لشراء السلاح و تمويل الحرب الأهلية |
| Halbuki, her iki düşmanı da finanse etmek madalyonun sadece bir yüzüydü. | Open Subtitles | على أية حال، تمويل كِلا جانبيِ هذا النزاعِ كَانَ وجها واحدا مِنْ العملة |
| Hani yetişkinler arasında yapılan sosyal bir gelenek var ya, işte o. Araştırmanı finanse etmek istiyor. | Open Subtitles | عادة اجتماعية متعارفة بين البالغين للاستمتاع إنه يريد تمويل بحثكِ.. |
| Devrimleri finanse etmek için eroinli muz kullanmayacak. | Open Subtitles | على الاقل ، لن يستعمل الهيروين بطعم الموز لتمويل ثرواته |
| Fransa'nın savaşı finanse etmek için İngiltere ve Amerikaya milyarlarca borcu vardı. | Open Subtitles | دانت فرنسا بالبلايين إلى بريطانيا وأمريكا لتمويل حربها |
| 1919, sefil, açgözlü patronları Broadway müzikalini finanse etmek için Babe Ruth'u Yankeelere satma kararı almış. | Open Subtitles | قرر بيع بيب روث إلى فريق اليانكيين لتمويل مسرحية برودواي الموسيقية لا، لا، نانيت أنا لن أَرى أبدا تلك القطعة من الفضلات |
| Adam filmi finanse etmek için... kan bağışı yapmış. | Open Subtitles | قرأت أنه موّل فيلمه -بالتبرع بدمه |
| Türk tehdidine karşı kutsal Haçlı seferini finanse etmek için Roma'dan Venedik'e kadar aşağıdaki harçlar yürürlükte olacaktır. | Open Subtitles | من أجل تمويل الحملة الصليبية المقدسة ضد الخطر التركي, البابوية التالية يتم سنها بموجب هذا الجبايات |
| Bir ailesi ve holografik kalbi var ve fonksiyonel bir kalp kopyalama araştırmamı finanse etmek istiyor. | Open Subtitles | لديه عائلة وقلب ثلاثي الأبعاد، ويريد تمويل أبحاثي لطباعة قلب كامل. |
| Bir ailesi ve holografik kalbi var ve fonksiyonel bir kalp kopyalama araştırmamı finanse etmek istiyor. | Open Subtitles | لديه عائلة وقلب ثلاثي الأبعاد، ويريد تمويل أبحاثي لطباعة قلب كامل. |
| Bir soygunu finanse etmek için evini mi ipotek ediyorsun? | Open Subtitles | أنّك ترهن منزلك من أجل إعادة تمويل عملية سرقة؟ |
| Payne kaçışını finanse etmek için elindeki Annex B dosyasını kullanıyor. | Open Subtitles | بايان يمتلك ملف انيكس بي يستخدمه للحصول على تمويل للهروب |
| Sandstorm'un terör arsalarını finanse etmek için parayı kullandı. | Open Subtitles | وإستخدامها من أجل تمويل المُخططات الإرهابية للمُنظمة |
| Bu maliyetli seferleri finanse etmek için şirket sivil vatandaşlara yöneldi. Yani geminin kârından pay karşılığında seferlere destek için para yatıracak bireylere. | TED | من أجل تمويل رحلاتهم باهظة الثمن، اتجهت الشركة للمواطنين - الأفراد الذين يستطيعون استثمار المال لدعم الرحلة في مقابل حصة من أرباح السفينة. |
| 1919, sefil, açgözlü patronları Broadway müzikalini finanse etmek için Babe Ruth'u Yankeelere satma kararı almış. | Open Subtitles | قرر بيع بيب روث إلى فريق اليانكيين لتمويل مسرحية برودواي الموسيقية |
| Biri, harekâtı finanse etmek için onu kullanıyormuş. | Open Subtitles | لأن أحدهم كانوا يستخدمونه لتمويل العملية. |
| Terörist eylemleri finanse etmek için pahalı şeyler çalıyorlar. | Open Subtitles | انهم يبيعون السلع الراقية لتمويل العمليات الارهابية |
| İlk kampanyasını finanse etmek için aile varlığından istifade etmiş. | Open Subtitles | لقد أدخلت وديعة عائلتها لتمويل حملته الإنتخابيّة الأولى. |
| Bu meyve tezgâhını finanse etmek için aile fonundan epey miktar para çektiniz değil mi? | Open Subtitles | وقمتي بسحب قدر من المال لا بأس به من أموال العائلة لتمويل خط الانتاج هذا ، أليس كذلك ؟ |
| Böyle bir darbeyi finanse etmek için gitmesi çok iyi bir yatırım oldu. | Open Subtitles | وكمية كبيرة منه ذهبت لتمويل هذا الإنقلاب |
| Sence bu operasyonu finanse etmek için parayı bu şekilde mi buldu? | Open Subtitles | -أتعتقد هكذا موّل عمليته؟ |