Polis, fotoğrafla ilişkili kadını arıyor. | Open Subtitles | ان الشرطه تبحث عن امرأه مرتبطه بتلك الصوره التى استلموها |
Bu adam, bu fotoğrafla, herkes için tehlike arz ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يهدد بأنه سَيُرٍي الجميع هذه الصوره |
Ben de sizi neşelendirmek için nefret ettiğiniz fotoğrafla değiştirmeniz için Terry'e bu tabloyu yaptırdım. | Open Subtitles | ولأبهاجك طلبت من (تيري) رسم هذه لتحل محل الصوره التي تكرهها |
Bu sefer fotoğrafla oynanma işaretlerini buldum. | Open Subtitles | في الوقت الذي وجدت به علامات دلت علي وجود تلاعب بالصورة |
Rıhtım olmazsa seçimi kazanamazdınız. Siz de fotoğrafla misilleme yaptınız. | Open Subtitles | دون الواجهة البحرية، كانت الانتخابات انتهت بالنسبة لك، لهذا انتقمت بالصورة. |
Bu seni fotoğrafla ilişkilendiren tek şey. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد المتبقي الذي يربطك بالصورة |
Çocuk fotoğrafla yola çıktı. Fotoğrafı görene kadar baskıyı beklet. | Open Subtitles | الفتى في طريقه بالصورة انتظر حتى تراها |
Bu hikaye sadece fotoğrafla anlatılır." diyordu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لسرد الحدث هي بالصورة |