Beyaz nesneler ışığın tüm renklerini yansıtırlar, siyah nesnelerse bunun tam tersini yapar ve tüm frekanslarda ışığı emer. | TED | الأشياء البيضاء تعكس جميع ألوان الضوء، بينما تفعل الأشياء السوداء العكس تماما وتمتص على امتداد جميع الترددات. |
Okyanusta sebep olduğumuz sesler değişik frekanslarda olabilir ve çok büyük mesafeleri katedebilirler. | TED | الضجيج الذي نلقي به في المحيط يأتي بكل الترددات المختلفة التي بوسعها أن تسافر لمسافات طويلة. |
Düşük frekanslarda, bu çizgi sesin yeryüzündeki sismik hareketlilikten geldiğini gösterir | TED | ففي الترددات المنخفضة نرى هذا الخط والذي يعبر عن الاصوات التي تاتي من نشاط الارض |
Tesla bobini, kendisine yüklenen gerilimi, yüksek frekanslarda yüksek gerilimlere yükseltgeyen ve esasen bir radyo sinyali gönderen bir alettir. | Open Subtitles | وهو اداه تستطيع ان تحول الكهرباء من الفولت الي ترددات عاليه جدا وهي بشكل اساسي يبث موجات راديو |
Yüksek frekanslarda gömülü aynı sayı döngülerini buldular. | Open Subtitles | وجدوا ان هناك نمط متطابق من الارقام مدفونه فى ترددات عاليه. وهو ليس ضجيج. |
Tüm frekanslarda dostluk mesajları. | Open Subtitles | يتم إرسال رسائل صديقه على كل الترددات يا سيدي |
Komutan, şu iletiyi tüm dillerde ve frekanslarda yayınla. | Open Subtitles | كوماندر ابعث الرسالة التالية بكل اللغات وعلى كل الترددات |
Sevdiğim bazı frekanslarda askeri konuşmalar geliyor kulağıma. | Open Subtitles | و بعض الترددات التي أحب إلتقاطها أسمع بها محادثات عسكريه |
Duyma eşiklerin bütün frekanslarda normal. | Open Subtitles | ومستويات السمع طبيعيّة لكلّ الترددات |
Bir tarama cihazı aldılar. Bu cihazlar yasal ve P25 ile aynı frekansta çalışıyorlar. Bundan sonra yaptıkları ise frekanslarda gezinip bu frekansları dinleyen bir yazılım programlamak oldu. | TED | اذاً قاموا بشراء ماسح ضوئي. هذه قانونية تماماً وتعمل على تردد P25، وما فعلوه أنهم تنقلوا بين الترددات وكتبو برنامج لسماع المحادثات. |
Şifreli bir iletişim bulurlarsa o kanalda kaldılar ve bu kanalda şifreli iletişim var şeklinde not aldılar. Daha sonra 20 metropol alanda bu frekanslarda olan görüşmeler dinlendi. | TED | إذا وجدوا اتصال مشفر، ظلوا على تلك القناة ودونوا ذلك، أنها قناة يستعملها هؤلاء الاشخاص للتواصل فيما بينهم، وحدات الشرطة تلك، وذهبوا إلى عشرين منطقة حضرية واستمعوا إلى محادثات كانت تحدث على تلك الترددات. |
Tüm frekanslarda yayınla. | Open Subtitles | بث على جميع الترددات. |
Jarvis, kuleye bağlan ve tüm frekanslarda Kabal'ı araştır. | Open Subtitles | , جارفيس) , أقفل البرج) وأمسح كل الترددات بحثا عن العصابة |
- Hayır. Yerel frekanslarda bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لا الترددات المحلية واضحة |
- Hayır. Yerel frekanslarda bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لا الترددات المحلية واضحة |
İlk önce örümceklerin ses dalgalarına karşı duyarlı olduğunu ve belli frekanslarda, farklı hareketlerde bulunduklarını keşfettim. | Open Subtitles | اكتشفت ان العناكب حساسة للامواج الصوتيه ويبدو انها تتحرك عندما تسمع ترددات مختلفة |
(Alyssa) Burada amacımız yunuslarla iletişim kurmak, çünkü insan sesini çıkarmaya uygun değiller, ve çıkardıkları seslerin çoğu bizim duyamayacağımız frekanslarda. | Open Subtitles | هدفنا هنا هو اتواصل مع الدلافين لكن ذلك صعب لأنها ليست قادرة على إصدار الأصوات البشرية ونصف الأصوات التي تصدرها ذات ترددات لا نستطيع سماعها |
Büyük bir iletişim ağı, ya da küçük gezegenlerin etkisine karşı bir kalkan, ya da bizim anlamaya bile başlayamadığımız büyük bir uzay mühendisliği projesi, radyoda ya da optik frekanslarda sinyaller yaratıyor olabilir ve kararlı bir arama programı bu sinyalleri ortaya çıkarabilir. | TED | قد تكون إشارة من نظام شبكة إتصالات معقدة ، أو إشارة من حقل مضاد للحماية من نيزك قادم ، أو مشروع هندسي فضائي ضخم قد لا نستطيع تصوره ، والذي قد يُصدر إشارات راديوية أو ترددات ضوئية والذي قد يفهمه برنامج بحث معين. |