Seni burada gördüğüm için kızgınım. | Open Subtitles | وأنا فعلاً مُنزعجة نوعاً ماء لرؤيتك هُنا |
Seni her gün görüyorum ama etrafta her daim insanlar oluyor, ve şu an çok mutluyum, burada seni yanlız gördüğüm için. | Open Subtitles | أراكِ كُلّ يوم، ولكن دائمًا مايكون هُنالك أُناس بالجوار، ولكنّني سعيدٌ جدًّا الآن لرؤيتك لوحدكِ هُنا. |
Tekrar birlikte olduğunuzu gördüğüm için ne kadar mutluyumi anlatamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصف كم نحن سعداء لرؤيتكم سوية مجدداً |
Yine de bunu gördüğüm için çok mutluyum, çünkü sen... gerçekten bir şeyler yaptın. | Open Subtitles | أنا ممتن لك لأني رأيت ذلك لأنك كنت مهماً |
Bak, yatırım işine babamın maaşını riskli işlere yatırdığını gördüğüm için girdim. | Open Subtitles | حصلت على المشاركة لأنني رأيت الاستثمار والدي اهدر وقد دفع كل شيك. |
Neden bu kadar kızgınsın seni nehirde gördüğüm için mi? | Open Subtitles | لماذا أنت غاضبة جدا؟ لأنني رأيتك في الماء؟ |
Bunu başka bir ajandan önce gördüğüm için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنني رأيتها قبل أي عميل آخر |
Neyse. Sizi tekrar gördüğüm için çok memnunum, Sayın başkan. | Open Subtitles | أنا مسرور لرؤيتكِ مرة أخرى سيدتى الرئيسة |
Bak, buraya gelip, neler olabileceğini gördüğüm için benim geldiğim Dünya'da bunu engelleme şansım var. | Open Subtitles | لانني اتيت الى هنا تمكنت من رؤية ربما ما سيحدث لدي فرصة لإيقاف حصوله على أرضي، اذا ساعدتني |
Sizi gördüğüm için çok mutlu oldular. Ve içinizde kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. | Open Subtitles | ويفرحون لرؤيتك وهذا يجعلك مرتاحاً من القلب |
Tanrım, adamlarımla olduğu gibi sizi de gördüğüm için minnettarım. | Open Subtitles | أيها الملك، أنا سعيد لرؤيتك كما سعيد لرؤية رجالي |
Sizi hasta gördüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لرؤيتك فى حالة مرضية. |
Martin, seni o koltukta gördüğüm için ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | مارتن، أنا لا أستطيع الإخبار أنت كم آسف أنا... لرؤيتك على ذلك جانب الممر. |
Yani gördüğüm için pişmanım anlamında değil, | Open Subtitles | ليس ذلك بأني لست سعيداً لرؤيتك حالياً |
Marin, ister inan ister inanma seni gördüğüm için çok rahatladım, şeyi de... | Open Subtitles | مارين , صدقي او لا شعرت براحة لرؤيتك و... |
Hepinizi burada gördüğüm için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا جد سعيد لرؤيتكم جميعا هنا، يا إخواني |
Artık anlaşabildiğinizi gördüğüm için mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرورة لرؤيتكم يا فتيان تتصالحون الآن |
Kendi gözlerimle gördüğüm için bana yalan söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكذبي علي لأني رأيت ذلك بأم عيني |
Aslında Talon'un tahta kaplandığını gördüğüm için uğradım. | Open Subtitles | في الحقيقة، أتيت لأني رأيت "التالون" مغلق |
Senin yeteneklerinde değil, sende bir şey gördüğüm için buraya getirdim ve terfi ettirdim, ki bu da oldukça önemliydi. | Open Subtitles | نعم فعلتي لقد جلبتكِ هنا، ومنحتكِ الترقية لأنني رأيت شيئاً مختلفاً بكِ، ليس فقط مهاراتكِ.. |
Şimdi herşeyi daha iyi gördüğüm için savaşıcam | Open Subtitles | لأنني رأيت ما يستحق أن يموت الرجل من أجله لدينا فرصة |
Seni Struldbrugg'lardan önce gördüğüm için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ للغاية لأنني رأيتك قبل السترالدبرغزيين |
Biliyorum, bu beni ilgilendirmez ama, seni bir hafta içinde iki kere çıplak gördüğüm için, sanırım sorabilirim, canını sıkan bir şey mi var? | Open Subtitles | , أتعرف، هذا ليس من شأني .. ولكن لأنني رأيتك عارياً مرّتين في أسبوع أعتقد أنني استطيع أن أسأل |
Ölmeden önce gördüğüm için çok memnunum. | Open Subtitles | حسنا ، يسعدني أنني رأيتها قبل أن أموت |
Dikkatim dağılmıştı ve seni gördüğüm için heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنتُ منشغلاً , كنتُ متحمّساً . لرؤيتكِ هذا مافي الأمر |
Bu kadar güzel bir doktor gördüğüm için biraz yüksek çıkabilir. | Open Subtitles | اوه , أعتقد إنه سيكون مرتفع قليلاً من رؤية طبيبة جميلة مثلكِ |
Poponu gördüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لإني رأيت قفاك؟ |