"gördüğünü söylemişti" - Traduction Turc en Arabe

• قال أنه رأى
• قال بأنّه رأى
• قال بأنه رأى
• قالَ بأنّه رَأى
• أنّه رأى
• قالت أنها رأت
• قالت بأنها رأت

Bakalım bunlardan Jack'in hikayesiyle tutan var mı bir görelim. Dört yeşil ışık gördüğünü söylemişti.
هيا نرى إذا كان أحدهم يطابق قصه * جاك * لقد قال أنه رأى 4 أضواء خضراء

Ama, Dionne, kanatta bir şey gördüğünü söylemişti.
ولكن يا (ديون)، هو قال أنه رأى شيئاً على الجناح.

Funboy da siyah bir kuş gördüğünü söylemişti.
فان بوي قال بأنّه رأى طير أسود أيضا.

Öz babası Vernon da şeytanlar gördüğünü söylemişti.
والده الحقيقي (فيرنون) قال بأنه رأى الشياطين أيضاً

Yönetici, arabayı bir adamın kullandığını gördüğünü söylemişti.
المدير قالَ بأنّه رَأى a قيادة سيارة رجلِ.

Taub hastanın evinde paslı eski bir klima gördüğünü söylemişti.
ذكر (تاوب) أنّه رأى مكيف هواء قديم رثّ بمنزل المريضة

Annem bodrumda bir hayalet gördüğünü söylemişti.
أمي قالت أنها رأت شبحاً في القبو أنا كنت الوحيدة التي صدقها

Kız..birini gördüğünü söylemişti
الفتاه , قالت بأنها رأت أحدهم ومن ثم اختقى

Barry çocukken annesinin öldüğü gece evde kırmızı ve sarı yıldırım gördüğünü söylemişti.
وعندما كان (باري) صغيراً، قال أنه رأى برق أحمر وأصفر في المنزل ليلة مقتل والدته ...

Babam, onların şiddetini bir tuzak olarak gördüğünü söylemişti.
أبي قال بأنّه رأى عنفهم وكانهم في فخّ

611'deki adam, Weaver. Katilin sokakta koşturup, ara sokakta sola döndüğünü gördüğünü söylemişti.
الرجل من 611، "ويفر" قال بأنّه رأى القاتل يجري في الشارع ويستدير يسارًا إلى الزقاق

Orada korkunç şeyler gördüğünü söylemişti.
قال بأنه رأى أموراً مروعة

- Çocuk bir uzaylı gördüğünü söylemişti.
الطفل قالَ بأنّه رَأى أجنبياً.

Bataklık adamı bir minibüs gördüğünü söylemişti, değil mi?
"رجل المستنقع قال أنّه رأى سيارة فان هناك، أليس كذلك؟"

Daha fazla kanıtımız var. Vetter, Tess'i Miami'de gördüğünü söylemişti.
حسنٌ، هنالك الكثير فلقد قال (فيتر) أنّه رأى (تيس) بِـ"ميامي"

Bir arabanın uzaklaştığını gördüğünü söylemişti.
"باتي فالانتاين" قالت أنها رأت السيارة

Şeytanın bizzat kendisini gördüğünü söylemişti.
قالت بأنها رأت الشيطان بنفسه