Bugün hafif yağmur çiseliyor ve görebileceğiniz gibi biraz ıslandık. | Open Subtitles | لدينا أمطار متقطعة اليوم و نحن متبللون ، كما ترون |
Buradan da görebileceğiniz gibi hiçbir organizasyon diyetimizde azaltmamız gereken bileşikleri güvenli bulmuyor. | TED | و كما ترون, لا تعتبر أياً من هذه المنظمات أن المركبات آمنة .الأمر الذي يبرر الحاجة إلى التقليل منها في نظامنا الغذائي |
Bu, burada görebileceğiniz gibi cerrahların vücuda iğneler sokarak tohumları göndermesi ile yapılıyor ve tüm bunlar, | TED | وطريقة عملها، كما ترون هنا، هو أنّ الجراحين يدرجون الإبر في الجسم لإدخال الأشعة، وكل هذه، |
Evin batı tarafına baktığınızda görebileceğiniz gibi, evin yenileme çalışmaları devam ediyor. | Open Subtitles | ويمكنكم أن تروا بالنظر إلى الجناح الشرقى من البيت أن الترميم جار |
Sizin de görebileceğiniz gibi kurban başının arkasına kesici bir aletle darbe almış. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا ، الضحية عانت من صدمة بسبب الإصطدام بمؤخرة الرأس |
Diyagramdan da görebileceğiniz gibi altyapı alanı zamanla yeni bir şehirleşme alanına doğru ilerliyor. | TED | يمكنك ان ترى في الرسم التخطيطي كيف ينمو على مر الزمن من مساحة البنية التحتية الي فضاء المساحة العامة |
İnsanların bunu yapmasının birçok yolu var ve görsellerden de görebileceğiniz gibi karmaşık bir sorgu türü. | TED | و هناك طرق كثيرة و مختلفة يقوم الناس بفعلها، و يمكنك أن تراها على الشاشة وهي عملية معقدة من التساؤل. |
Görüp görebileceğiniz en havalı, en yenilikçi ameliyatlardan birine girme şansına sahipsiniz. | Open Subtitles | فرصتكم للانضمام لوحدة من أروع، وأكثر الجراحات التي سترونها في حياتكم إبتكارًا. |
burada görebileceğiniz gibi, hassas organlardan kaçınarak hedeflerine ulaşabiliyorlar. | TED | وكما ترون هنا، أنّها قادرة أن تتجنّب الأجهزة الحساسة ولا تزال تصل إلى أهدافها. |
Burada görebileceğiniz gibi, bizim gibi, çocuklarımız gibi, bu oyunu joystick kullanarak oynamayı seviyor. | TED | و كما ترون هنا، فهي تحبّ استعمال عصا التحكّم أثناء لعب ألعاب الفيديو، تماما مثلنا و مثل أطفالنا، |
Şimdi görebileceğiniz üzere bir meshugenah(çılgın, çatlak) gibi etrafta koşturuyorum. | TED | كما ترون الآن، فأنا أمشي كالمجنون بألبسة " ميشوجينة " |
Kendilerini Chekistler diyorlardı ve amblemleri de çok benzerdi, burada da görebileceğiniz üzere. | TED | سموا أنفسهم شيكيين، وحتى شعارهم كان مشابهًا جدًا، كما ترون هنا. |
Ve parti yapıyorduk, görebileceğiniz gibi burada beni tamamen kapatıyorlar. | TED | كنا في الحفل كما ترون إنهم يطمسون صورتي تماما في هذه النقطة |
Mesela Irak Savaşı, alttaki mavi çizgiden görebileceğiniz gibi bir milyondan fazla mülteci şehirlere giriş yapıyor. | TED | كانت حرب العراق، وكما ترون عند ذلك الخط الأزرق في الأسفل، نزح أكثر من مليون لاجىء نحو المدن. |
Ve süberin gerçekten harika çünkü burada görebileceğiniz gibi gördüğünüz her siyah nokta karbon. | TED | والسوبرين رائع حقًّا، لأنه وكما ترون هناك، فحيثما ترون نقطة سوداء، ذلك هو الكربون. |
Bu fotoğraflardan görebileceğiniz gibi, pozitif bir değişiklik için grafik tasarımın gücü ve potansiyeli inkar edilemez. | TED | كما يمكنكم أن تروا في هذه الصور، فإن قوة وقدرة التصميم الجرافيكي كوسيلة للتغيير الإيجابي كبيرة بلا شك. |
görebileceğiniz gibi bugün binlerce insan tarihe tanık olmak için burada. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا، فهناك آلاف الناس ليشهدوا صناعة التاريخ هنا. |
Burada Frank Gehry Jean Nouvel, Shigeru Ban ve Neil Denari gibi mimarların tasarladığı binaları görebileceğiniz bir yer var. | TED | هناك نقطة يمكنكم الوقوف هنا ورؤية بناء فرانك جيري، جان نوفيل وشيجيرو بان ونيل ديناري. |
Roma'nın, bir zeplinden görebileceğiniz, üstten bir görünüşü | TED | نوع من نظرة عامة على روما التي يمكن ان تراها من المنطاد. |
Bu hurdayı, görebileceğiniz en imkansız şeyleri yapabilecek hale getirene dek zorlamak istiyorum. | Open Subtitles | وأريد دفع هذه المحركات القديمة لفعل أكثر الأمور المستحيلة التي سترونها في حياتكم |
Hayır, bayım. Bölgemizde hala sizin görebileceğiniz bakir yerler var. | Open Subtitles | لا ، إنها جمل نستعملها مع الفتيات الريفيات البريئات |
Size görüp görebileceğiniz en güzel, en tatlı 16'lığı takdim ediyorum; | Open Subtitles | لذا صفقوا لألطف وأجمل فتاة في السادسة عشر من عمرها قد رأيتموها |