Bu notayı çalıp hareketleri 250 kez büyüttüğümüzde bardağın sese tepki olarak nasıl titrediğini ve çınladığını açıkça görebiliriz. | TED | وعندما نعزف النوتة ونكبر الحركات 250 مرة، نستطيع بوضوح تاماً أن نرى كيف يتذبذب الكأس والصدى في استجابة للصوت. |
Daha yakından bakacak olursak, bu zirvelerin oluştuğunu görebiliriz. her sene aynı ay. | TED | وإذا أمعنا النظر، نرى تلك القمم تنشأ في نفس الشهر من كل عام. |
Enflasyondan sonra, a sıl petrol fiyatlarının ikiye ya da üçe katlandığını görebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نرى أسعار النفط الحقيقية تضاعفت إلى مرتين أو ثلاثة بعد التضخم |
Ama 1990'ların sonunda, beş yıl kadar sonraya bakarsak Ekvador'da antibiyotik direnci sorununun başladığını görebiliriz. | TED | و لكن بالنظر الى أواخر التسعينيات, فقط بعد نصف عقد لاحقاً, سنرى أنهم فى الإكوادور بدأوا فى مواجهة مشكلة مقاومة. |
Eğer buradaki yatağa bakarsanız, yerdeki kilim üzerinde uyuduklarını görebiliriz. | TED | إذا نظرنا إلى السرير هنا, يمكننا رؤية أنهم ينامون على بساط على الأرض. |
Yani ışık yüzünden kör olmak yerine onun bize gösterebileceği her şeyi görebiliriz. | Open Subtitles | لذا، عوضًا ان نعمى بواسطة الضوء بإمكاننا أن نرى كل شيء لديه ليرينا |
Fakat seni deponun önünde bırakıp bunu kendi gözlerimizle de görebiliriz. | Open Subtitles | ولكن يمكننا أن انخفاض دائما لك التراجع في مستودع، نرى لأنفسنا. |
Bir gün bir gölge görebiliriz bir kara deliğin gölgesi çok parlak bir arka plana düşebilir ama bu henüz olmadı. | TED | يمكن أن نرى يوما ما ظلا ألقاه ثقب أسود على خالفية لامعة، لكن لم نرى ذلك بعد. |
Terk edilmiş koca bir alan görebiliriz, ve biraz zaman ya da biraz yardımla yeniden verimli hale getirilebilir. | TED | يمكننا أن نرى منطقة كاملة مهجورة / مقفرة، ويمكن أن تعود مرة أخرى للإزدهار، مع مرور الوقت أو العون. |
bunun tüm teknolojileri nasıl etkilemeye başlayacağını görebiliriz. | TED | يمكننا أن نرى كيف بدأ يؤثرهذا على جميع التقنيات من حولنا. |
Bunun sonucunda, neticeyi etrafımızdaki her yerde görebiliriz. | TED | وبالتالي، يمكننا أن نرى النتيجة في كل مكان حولنا. |
Ve biz de sonuç olarak, DNA dizilerini, mesela bu odada, kendi aramızdakileri karşılaştırırken bazı mutasyonlar görebiliriz. | TED | ويمكننا ان نرى حينها النتائج جراء ذاك الخطأ عندما نقارن الحمض النووي الموجود في داخلنا نحن هنا في هذه القاعة |
Ve Birleşik Devletlerin ana akışın sağına gittiğini görebiliriz. | TED | و يمكننا أن نرى أن الولايات المتحدة تتحرك في الجزء اليمين من التيار. |
Bu sene de çocuk felcinin kökünün kazındığını görebiliriz. | TED | وقد نرى القضاء على شلل الأطفال هذا العام. |
Ama bilgilere baktığımızda 5 dakikadır değerlerin garipleştiğini ve hastanın kardiyak arrest geçirmek üzere olduğunu görebiliriz. | TED | ولكن عندما ننظر إلى المعلومات هناك، يمكننا أن نرى الأمور من البداية غامضة بعض الشيء في مدة خمس دقائق قبل توقف القلب. |
Kalp atış hızı gibi küçük şeylerdeki değişimleri görebiliriz. | TED | ويمكننا أن نرى تغييرات صغيرة في أشياء مثل تغير معدل ضربات القلب. |
Enerji özelliklerinin aynı olup olmadığını görebiliriz. | Open Subtitles | سنرى ان كانت علامات الطاقة هي نفسها ام لا |
Eğer insanları spektrometreye bağlarsam, belki de rem uykuları sırasındaki beyin aktivitelerinde bir fark görebiliriz. | Open Subtitles | اذا استطعت ان اربط بين الناس وجهازي لتصوير الاحلام ربما سنرى الاختلاف في فعالية الدماغ خلال عملية الفحص |
Sırlarını açığa çıkartabilir ve Barack Obama, başkanlık, Hillary ve adaylarla yapacağı ne kadar şeyin olduğunu görebiliriz. | TED | يمكننا سحب أسراره، يمكننا رؤية أن لديه الكثير ليفعله مع المشرحين، هيلاري، الرئاسة، باراك أوباما. |
Yani ışık yüzünden kör olmak yerine onun bize gösterebileceği her şeyi görebiliriz. | Open Subtitles | إذا بدلا من أن نُعمى بالضوء نستطيع رؤية كل شيء يمكنه أن يُرينا |
Ayrıca dünya değiştiren değerleri cep telefonu gibi basit bir şeyde görebiliriz. | TED | و بإمكاننا معاينة قيم العالم المتغير في شيء بسيط ، كالهاتف الخليوي. |
Kıyafetleri yarı saydam yaparsam... bazı kıyafet hasarlarının iskeletindeki travma ile aynı hizada olduğunu görebiliriz. | Open Subtitles | إذا جعلت الملابس شفافه فسنرى بعض الأضرار في الملابس على طول الرضوح الموجودة في هيكله العظمي |
Kablolamayı görebiliriz. | TED | يمكننا النظر إلى شبكة الأسلاك. |
Ama yakında çocuk felcinin de bitişini görebiliriz. | TED | لكن ربما نشهد قريباً القضاء على شلل الأطفال. |
Şey, istasyondan onu direk olarak görebiliriz bir gözümüz üzerinde olur, bilirsin ya? | Open Subtitles | يمكننا رؤيتها من المحطة هنا... ونراقبها، أتعلمين ؟ |
Eğer kamerasını hacklersem neler olduğunu görebiliriz. | Open Subtitles | اذا تمكنت من اختراق كاميرا الإنترنت لربما بامكاننا رؤية ما يجري حقا |
"Rüzgarı göremiyorsak, rüzgarın niyetini görebiliriz." | Open Subtitles | إن لم يكن باستطاعتنا رؤية الرياح" "فيمكننا أن نرى إرادة الرياح |
Yakında her yeri ayağa kaldıracak kadar düğün görebiliriz. | Open Subtitles | ربما قد نواجه زفاف تحذيري قريباً. |