- Evet ama Görgü tanığının hatırladığı ve gördüğü şeyler de sorgulanmaya başladı. | Open Subtitles | أجل،لكن ما رأته الشاهدة و ما الذي تذكرته أيضا في إطار الشك |
Görgü tanığının ifadesini doğruluyor. | Open Subtitles | هذا يؤكد قصة الشاهدة |
içlerinde Görgü tanığının akıl hastalığı sebebiyle görmezden gelinen bir ifade de dahil olmak üzere bir takım kilit delillleri gözden kaçırmış. | Open Subtitles | بما في ذلك البيان الذي تم تجاهله بسبب شاهد العيان المريض عقليّاً |
Eşkali, kırmızı kapüşonlu "sweatshirt" giyen şüpheliyi sekizinci kattaki yangın alarmını çalıştırırken gören bir Görgü tanığının ifadesine dayanarak belirledik. | Open Subtitles | الرسم التقريبي بناء لأقوال شاهد عيان رأى المشتبه به يلبس ملابس رياضية حمراء ويطلق جهاز إنذار الحريق في الطابق الثامن. |
Sayın Hâkim, biraz önce tek Görgü tanığının önyargılı ifadesini kanıtladık. | Open Subtitles | حضرةالقاضي،لقدأثبتناللتو .. بأن بيان شاهدة العيان الوحيدة في هذه المحاكمة قائم على التحيّز |
Sayın Yargıç, bence bu noktada Görgü tanığının tanıklığının sorgulanacağını belirtebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نعلن عند هذه النقطة أن شهادة شهود العيان هي موضع شك |
- Evet? - Görgü tanığının tarifine uyan siyah sakal ve peruk ikinci cinayetin işlendiği yerden 15 blok ötedeki bir çöp bidonunda çıktı. | Open Subtitles | لحية سوداء، وشعر مستعار مُطابقة لأوصاف الشهود العيان ظهرت في برميل نفايات |
Ancak, Görgü tanığının ortadan kaybolması nedeniyle, ertesi gün tekrar serbest kaldı. | Open Subtitles | ،ولكن بعد اختفاء أحد الشهود أطلق سراحه |
Görgü tanığının ifadesi. | Open Subtitles | إنه أمر بأحضار الشاهدة |
- Görgü tanığının iş adresi olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد هو مقر عمل الشاهدة. |
Davanın can alıcı noktası olarak Görgü tanığının ifadesini kullanması bölge savcılığın hatası. | Open Subtitles | حسنًا، إذا فهو خطأ الإدعاء العام لإستعمال شهادة شاهد العيان كأساس للقضية |
- Görgü tanığının ifadesine uyan var mı? | Open Subtitles | هل تطابق أي من هذه الصور مواصفات شاهد العيان خاصتنا؟ |
Sadece Görgü tanığının ifadesine dayanılarak suçlu bulundu. Yıllarca yapılan araştırmalara göre, görgü tanıklarının ifadeleri sanıldığı kadar güvenilir değil. | TED | فقد تمت إدانته استناداً إلى شهادة شاهد عيان فحسب، وأظهرت عقود من البحث أن شهادة شاهد العيان غير واقعية كما كنا نعتقد سابقاً. |
İki sağlam Görgü tanığının söyledikleriyle bunu hazırladık. | Open Subtitles | ذلك رسم كروكي عن القاتل رسمناه من خلال شاهد عيان قوي جدا |
Bir Görgü tanığının yardımıyla FBI şüphelinin eşgalini belirledi. | Open Subtitles | بمساعدة شاهد عيان حصل اف بي اي علي مشتبة فيه |
O Görgü tanığının dışarıda bir yerlerde olduğunu biliyoruz. Adli tıbbın sunduğu delil, yarım bırakılmış o kesik, bir görgü tanığı olduğunu kanıtlıyor Birileri bir şeyler görmüş. | Open Subtitles | نعلم أنّه أو أنّها موجودة، الدليل الشرعيّ البتر الذي قوطع يدلّ على وجود شاهد عيان |
Sayın Hâkim, biraz önce tek Görgü tanığının önyargılı ifadesini kanıtladık. | Open Subtitles | حضرةالقاضي،لقدأثبتناللتو .. بأن بيان شاهدة العيان الوحيدة في هذه المحاكمة قائم على التحيّز |
Bunları Görgü tanığının söyledikleriyle birleştirelim. | Open Subtitles | ضع هذا جنبا إلى جنب مع مقابلة شهود العيان. |
Oteldeki her Görgü tanığının ifadesini ve kamera görüntülerini gözden geçirdim. | Open Subtitles | لقد راجعت كل شهادات شهود العيان وكاميرات المراقبة من الفندق |
Bu kadar çok Görgü tanığının aksini belirtmesine rağmen hükümetin doğaüstü bir şey olmadığını iddia etmesi şu soruyu akla getirdi: | Open Subtitles | مع الحكومة تحاول الأدعاء ... أن الحدث لم يكن خارقًا، على الرغم من الشهود العيان الكثيرة التي تقول عكس ذلك. |
Major Lilywhite'ın bir Görgü tanığının ifadesi doğrultusunda Kaos Katili olmakla suçlandığını, ...ve patronu tarafından ödenen kefaletle serbest bırakıldığını öğrendik. | Open Subtitles | عرفنا للتو أن بشهادة أحد الشهود الجدد، أن (مايجور ليليوايت) متهم بجرائم القتل الفوضوية، وقد تم الإفراج عنه للتو بكفالة |