O kişiden sonsuza dek kurtuldum. O çirkin suratı bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | لقد تخلصت من ذلك الشخص للأبد لن تري ذلك الوجه القبيح ثانية |
Emin ol o aptal pijamaları bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | تستطيعين التأكَد من أنَك لن تري هذه البيجاما السخيفة جدَاً ثانيةً |
- Beni bir daha asla görmeyeceksin. - Anneni görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | ـ لن تراني مرة اخرى ـ أنتِ سوف تأتين لرؤية والدتكِ |
Tek ihtiyacım birkaç saniye. Boru çaldığında bir daha beni görmeyeceksin. | Open Subtitles | أحتاج للحظة فقط عندما ينفخ في البوق ، أنت لن تراني ثانيةً |
Beni bir daha bu şekilde görmeyeceksin, asla. Söz veriyorum. | Open Subtitles | لن تريني ثانية بهذا الشكل، أبداً أعدكِ بهذا |
Dağlardan İspanya'ya götürülecek. Onu bir daha asla görmeyeceksin. | Open Subtitles | سيتم أخذها عبر الجبال إلى إسبانيا لن تراها مجدداً |
Daha fazla görmeyeceksin. Ben de kendimden sıkıldım. | Open Subtitles | لن ترى هذا لوقت اطول انا عن نفسي متضجر ومنزعج من هذا |
Evet söyleyeceğim. Ve Akash'ı bir daha görmeyeceksin, anladın mı? | Open Subtitles | أجل , سأفعل وأنتي لن تري أكاش مرة ثانية هل فهمتي ذلك؟ |
Söz veriyorum, benimle bir mahkum arasında bir şey olduğunu görmeyeceksin. | Open Subtitles | و أعد بشئ واحد هو أنكِ لن تري أي علاقة بيني و بين مسجون |
Şey, şarap olacak, köy olacak, ve sen hiç birini görmeyeceksin. | Open Subtitles | , هناك الخمر و الحياة القروية و لن تري أيّ من هذا |
Bir daha beni görmeyeceksin, ama seni uzaktan izleyeceğim. | Open Subtitles | لن تراني مرة أخرى لكنى سأكون على علم بكل تحركاتك |
Sakin ol. Kimseye anlatmam. Beni bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | ،فلتهدأ، لن أتفوه بكلمة لن تراني مرة أخي، أعدُك |
Ve eğer herşey yolunda giderse beni bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | وإن حصل أي شيء بالخارج لن تراني بعدها مجدداً |
Arkamı dönüp gideceğim ve beni bir daha görmeyeceksin. Söz veriyorum. | Open Subtitles | وساستدير , وابتعد و اختفي , ولن تريني بعد ذلك |
20 dakika ve sonra beni bir daha asla ama asla görmeyeceksin. | Open Subtitles | عشرون دقيقة ولن ابدا ، ابدا ، ابدا تريني مرة اخرى |
Yerinde olsam vazgeçerdim, hayatım. Onu bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانك لأستسلمتُ الآن لن تراها مجدداً |
Nasıl olsa onu veya annesini cuma gününe kadar görmeyeceksin, o yüzden öğleden sonra sinemaya gitmeye ne dersin? | Open Subtitles | حسناً، لن تراها أو والدتها حتّى الجمعة لذا فما رأيك أن نذهب للسينما هذا المساء؟ |
Kendisini sıkça sessiz odaya attırır muhtemelen onu pek sık görmeyeceksin. | Open Subtitles | يعزل نفسه في غرفة هادئة في أغلب الأحيان أنتي لن ترى الكثير منه |
Belki de onu bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | ومن المحتمل الا تريه مرة اخرى. |
Arka kapıdan çıkacağız. Bir daha bizi görmeyeceksin. | Open Subtitles | سنخرج من الباب الخلفي ولن ترانا ثانية أبدا |
Arkanı dön, yüzüğü bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | فقط أستديري ولن ترينه مرة أخرى أبداً. |
Çünkü bir daha asla görmeyeceksin. | Open Subtitles | .. لأنكِ لن تريها مرة أخرى أبداً |
Sadece bir şeyi bilmem gerek ve beni bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | أريد أن أعرف شئ واحد فقط وبعدها لن ترانى أبداً |
Ama hiçbir zaman hepsini birden görmeyeceksin. | Open Subtitles | ولكن صدقنى سيد ماريسون فى اغلب الاحيان لن يكون بأستطاعتك ان تراهم |
Güzel, çünkü bu asansörden indikten sonra beni bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | جيد، لأنك ما إن تغادري المصعد، لن ترينني مجدداً |
Seni temin ederim, beni asla hazırlıksız görmeyeceksin. | Open Subtitles | لذا، الذي أَضْمنُ بأنّك هذا: أنت لَنْ تَراني غير مستعد، |
Ancak bir şey yapacak şansın olmayacak çünkü onu bir daha görmeyeceksin. | Open Subtitles | لكنْ لن تسنح لك الفرصة للقيام بأيّ شيء لأنّكِ لن تقابليه ثانيةً |
Sana taşları getireceğim, sen Kokachin'i görmeyeceksin. | Open Subtitles | أنا سَأَجْلبُ لك الأحجارَ. أنت لَنْ تَرى كوكاتشين. |