| O gösteriye alet ettiğim için şu anda hepinizin önünde beni affetmesini diliyorum. | Open Subtitles | أريد ان أتحين اللحظة لطلب الصفح أمام الجمهور لأنني شاركت في هذا العرض |
| gösteriye üç dakika var. Tüymek için hala vaktin var. | Open Subtitles | ثلاث دقائق لبدا العرض لم يتاخر الوقت بعد لهروب الدجاجة |
| Bu sırada, elimdeki bu zamanı tüm bu gösteriye saçmalık demekle geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | في هذه اللحظه أود أن أغتنم هذه المرة لاسمي كل هذا العرض بالسخيف |
| Tam zamanlı bir gösteriye dayanabilecekler mi?" | TED | هل سيكون لديهم القدرة الجسدية على إتمام عرض طويل؟ |
| Hazır ve gösteriye başlamak üzere giyinmiş olmanız lazım. | Open Subtitles | و يجب عليك أن تكون مستعداً للعرض لكي تبدأ به |
| - Ne istersen. Herkes burada, gösteriye başlayabilirsin. | Open Subtitles | سوف تأخذين المنزل كله سقوطاً أبدائى فى العرض |
| Ama ben korkarım. Bu yüzden de ikili gösteriye takılıp kaldım. | Open Subtitles | هذا هو سبب تمسكي بأن يكون العرض من شخصين |
| Benimle oyun oynama. Seni o gösteriye ben soktum. O gösteriyi benim için tutacağına söz verdin. | Open Subtitles | لا تراوغيني ، لقد أشركتك في العرض واعتمدت عليكِ في المحافظة عليه |
| Her şeyi unutmalısın, dans studionu, her şeyi ve yalnızca gösteriye odaklan. | Open Subtitles | يجب أن تنسى كل شيء استديو الرقص وقص شيء وتركز على هذا العرض |
| Demek ki gösteriye gitmek zevkli olabilir diye düşündünüz! | Open Subtitles | اذاً عليك أن تفكر ربما تود الذهاب لهذا العرض |
| İki gün sonra gösteriye çıkacağız, kaldırma hareketlerini daha göstermedin, dönüşlerden bile emin değilim. | Open Subtitles | نحن نفعل العرض فى يومين ,انت لم تٌريني الباقى انا لست متأكد من الحركات |
| gösteriye çıkacağı için heyecanlıydı. Çok iyi bir dansçıydı. | Open Subtitles | لقد كانت مُتحمّسة لآداء العرض لقد كانت راقصة بارعة |
| Bu gösteriye geldiğimiz için çok memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيدة للغاية أني أتيت إلى هذا العرض. |
| Zidler bir yatırımcıya kavuşmuştu, ve bohem de bir gösteriye. | Open Subtitles | زيدير لديه مستثمر والبوهيميون لديهم العرض |
| Ama böyle bir gösteriye şahit olmak için her zaman okyanusun derinliklerine inmeniz gerekmez. | TED | و لكن ليس عليك دائما ان تنزل الى اعماق المحيط لتروا عرض ضوء كهذا. |
| Bayanlar baylar, sadece tek bir kişinin göze alabileceği tehlikeli bir gösteriye tanıklık etmek üzeresiniz. | Open Subtitles | سيداتى أنساتى أنتم على وشك مشاهدة عرض بالغ الخطورة لا يجرؤ عليه سوى رجل واحد |
| Buradaki Bay Hilltop, kendisiyle önceden hiç çalışmadım... ve herhangi bir talimatım olmadı bugünkü gösteriye katıldıkları için kendilerine şükranlarımı sunuyorum. | Open Subtitles | السّيد هيلتوب هنا و أنا لم أعمل معه من قبل أو أعطيه أيّ تعليمات مسبّقة لقد عرض خدماته بكرم من أجل محاضرة اليوم |
| Formaldehit, çinko klorit ve biraz alkol ile doldurup dikersen gösteriye hazır olur. | Open Subtitles | مليئة بالفورمالداهايد , كلوريد الزينك وبعض الكحول ومخيطة جيداً وجاهزة للعرض |
| gösteriye bilet olmadan nasıl gireceğiz, hepsi satılmış. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف نقوم يحصلوا في المعرض بدون تذاكر، والتي تباع بها. |
| Bu hafta Paris'te Rus görmek istesem,... ..buz üzerindeki gösteriye giderdim. | Open Subtitles | لو أردت أن أقابل روسى فى باربس سأذهب لعرض الرقص على الجليد |
| gösteriye katılmanın eğlenceli olacağına karar vermiştik. | Open Subtitles | ظننت بأننا قررنا أنّ المشاركة بالعرض ستكون ممتعة |
| Bir gösteriye daha katılırsan bizden kuruş alamazsın. | Open Subtitles | إن ضبطناكَ في مظاهرة أخرى فلن تنال قرشًا واحدًا |
| Bu gösteriye gitmek eğlenceli olur diye düşündük. | Open Subtitles | و إعتقدنا أن الأمر سيكون ممتعاً, تعرف, الذهاب لتلك العروض |
| Bu gece ki gösteriye başlamadan önce sizlere alçak gönüllü oyunumuza ilham kaynağı olan kişinin aramızda bulunduğunu hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ الأداء الليله أود أن أعبر عن شكرى لحضور الرجل و الذى أثارت حياته أداءنا المتواضع |
| Bir kaç saniyede onu gösteriye geldiğine pişman ediyorlar. | TED | في بضع ثوان, سيأسف على مجيئه لهذه المظاهرة. |
| Dinle, bu akşam ki gösteriye gitme baba. | Open Subtitles | استمع، لا تذهب إلى الاستعراض الليلة، يا أبي. |