Niçin çocukları eve götürmüyorsun? Sanırım ben ve Stuart biraz konuşmalıyız. | Open Subtitles | لماذا لا تأخذي الأولاد إلى المنزل أعتقد أن هناك كلام بيني وبين ستيوارت |
Andy, özür dilerim, orada kıyafetten başka bir şey yok, yani neden beni eve götürmüyorsun. | Open Subtitles | أندي، أنا آسفة ولكنه لايوجد سوى ملابس في هذا اللوح لذا، لِما لا تأخذني للمنزل |
Niçin onu şu ressamların yerine götürmüyorsun. | Open Subtitles | لم لا تأخذها إلى مكان الرسامين الرائع ذاك |
-Jen, neden çocukları içeri götürmüyorsun? | Open Subtitles | -لمَ لا تأخذين الأطفال للداخل -لا بأس يا راندل |
Madem mızmızlanıyorsun, neden iyi bir çocuk olup, kendisini Radyolojiye götürmüyorsun? | Open Subtitles | بما إنّك بكيت عليه، لما لا تأخذه إلى المعالجة الإشعاعية كصبي صغير؟ |
Tabi, Sen de bana Duke gibi görünmüyorsun eğer FBI ajanıysan, Beni neden FBI bürosuna götürmüyorsun? | Open Subtitles | وانت لا تبدو كدوق لى أيضاْ "لو كنت من "أف بى أى لماذا لا تأخذنى فقط إلى مكتب "أف بى أى " ؟ |
Burada bir Confessor var. Ona cevap verene kadar... - ...çocuğu hiçbir yere götürmüyorsun. | Open Subtitles | يوجد مؤمنةً هنا لن تأخذ الصبيّ إلى أي مكان حتى تجيبها |
Ama bu esnada neden onu bir otele romantik bir gece geçirmeye götürmüyorsun? | Open Subtitles | ولكن فى الوقت الحالى لماذا لا تاخذها للخارج فى ليلة رومانسية,فى فندق؟ |
Neden bu dosyaları adalet sarayının üstündeki konferans sarayına götürmüyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تأخذي تلك الملفات لقاعة المؤتمرات في المحكمة؟ |
Neden bunu arkadaşlarına götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تأخذي هذا إلى الأسفل لأصدقائك؟ |
Hannah, neden anneni bir şeyler yemek için götürmüyorsun? | Open Subtitles | هانا " لماذا لا تأخذي أمي " لتأكل شيئاً ؟ |
- Neden beni uyandığın yere götürmüyorsun? | Open Subtitles | . لماذا لا تأخذني الي المكان الذي استيقضت به ؟ |
Bu kadar hastaysam neden beni hastaneye götürmüyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت مريضة، فلمَ لا تأخذني إلى المستشفى؟ |
Önünde çok uzun bir yol var ve memnuniyetle söylüyorum ki onu yanında götürmüyorsun. | Open Subtitles | و أنت حصلت على طريق طويل بعيد عنك و يسعدني أن أقول ـ ـ ـ ـ ـ ـ بأنك لن تأخذها معك |
Niye onu oltacıya götürmüyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تأخذها فحسب إلى متجر المعدات؟ |
Neden sen Crabtree ve arkadaşını götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تأخذين (كرابترى) و صديقتة حسنـا ؟ |
Consuela, neden çocukları alıp oynamaya götürmüyorsun? | Open Subtitles | "كونسويلا" لم لا تأخذين الاطفال للعب ؟ |
Madem mızmızlanıyorsun, neden iyi bir çocuk olup, kendisini Radyolojiye götürmüyorsun? | Open Subtitles | بما إنّك بكيت عليه، لما لا تأخذه إلى المعالجة الإشعاعية كصبي صغير؟ |
Harika birine benziyor. Neden onu galalarına götürmüyorsun? | Open Subtitles | هو يبدو رائعًا لما لا تأخذه إلى عروضك الأولية؟ |
Beni yeni bir yerlere götürmüyorsun. | Open Subtitles | أنت أبدا لا تأخذنى إلى مكان جديد |
Bill, bunların hepsini Florida'ya götürmüyorsun. | Open Subtitles | بيل، لن تأخذ كل تلك الأغراض إلى فلوريدا. |
Neden sen götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تاخذها انت؟ |
Harika, neden bizi doğruca Sing Sing'e götürmüyorsun? | Open Subtitles | عظيم, لماذا لم تأخذنا إليه مباشرةً |
Neden onu yürüyüşe götürmüyorsun? | Open Subtitles | لم لا تأخذينه للتمشية ؟ |
Hayır, şimdi değil, onu okula götürmüyorsun. | Open Subtitles | كلا، ليس الآن، وأحذري أن تأخذيه إلى المدرسة |
Hey, neden onları striptiz kulübüne geri götürmüyorsun, Charo? | Open Subtitles | لم لا تأخذينها إلى نادي التعري أيتها الحمقاء ؟ |
Sana ne yaptığı umurumda değil,. Beni hiçbir yere götürmüyorsun. | Open Subtitles | لايهمني مافعله لك ولكنك لن تصطحبني لأي مكان |