gözlemlediğim ikinci model ise hatırlanma ihtiyacı idi. | TED | النمط الثاني الذي لاحظته هو الحاجة للتذكر |
gözlemlediğim şey şuydu: mağdurları bir çatışma bölgesinden barış içindeki bir ülkeye götürmenin hepsi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olması. | TED | ما لاحظته كان نقل الضحايا من منطقة الصراع إلى بلد في سلام كان له تأثير إيجابي على كل منهن. |
Savcılar hakkında gözlemlediğim bir şey var Bayan Scott-Carr: | Open Subtitles | شيء واحد لاحظته في المدعية العامة " الآنسة " سكوت كار |
gözlemlediğim ise çifte ajan olduğun bilindiğine göre ne yapmayı planladığın. | Open Subtitles | ما أراقبه هو خطتك لفعل ذلك بإستخدام عميل مزدوج معروف |
gözlemlediğim kadarıyla sürekli sizden bahsediyor. | Open Subtitles | لكنني أراقبه دائماً مايتحدث عنك |
Sanki şey gibi, yıllar boyunca gözlemlediğim şey şu hep meşgul olduğunu, zamanının olmadığını ve her şeyin çığırından çıkmasını sevmediğini söylüyorsun. | Open Subtitles | يبدو أن... وهذا ما لاحظته على مدى السنوات تقولين أنك دائمًا منشغلة |
Orada gözlemlediğim, insanların sağlıklarının | Open Subtitles | ما لاحظته هناك أن صحة الأناس |