| Pazar yerinde seramiklerinizi gördüğüm zaman, Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لم أصدق عيناي عندما رأيت مصنوعاتك من الخزف بالسوق |
| Seni mahkeme binasının orada görünce, Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | عندما رأيتك تمر بالمحكمه لم أصدق أنه أنت. |
| İnanılmaz bir şey; çünkü ona rastgeldiğimde Gözlerime inanamadım. | TED | انه أمر مذهل ، لأنني لم أستطع أن أصدق عيني. حيث صادفته مرة. |
| Bugün aslına bakarsan işe geldi. Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لقد جائت إلى العمل اليوم لم أكن أصدق عيني |
| O boş kafalı amigo kız yere yığıldığında Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لم أصدق عندما تلك العاهرة المشجعة سقطت |
| O kadar sessizce ve esrarengiz bir şekilde suyun üzerine çıkıp sonra tekrar battı ki Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | خرجت ورجعت بغموض وهدوء لم أصدق ما رأته عيني |
| Aslında seni daha sonra bıçaklayacaktı ama şu yemek kavgası başladığında Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | كان يفترض أن يطعنني في الفناء في ذلك اليوم لكن حين بدأ شجار الطعام لم أصدق |
| Derken, onu yolun kenarında görünce, Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | حين ذلك رأيتها على الطريق ثم.. لم أصدق ما رأتهُ عيني |
| Ama Mösyö Duval, önce Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لكن يا سيد"ديوفال",لم أصدق عيني في أول الأمر |
| Gözlerime inanamadım, zavallı küçük şey. | Open Subtitles | لم أصدق عيني المسكينة الصغيرة |
| İçeri girdiğimde Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لم أستطع أن أصدق عندما كنت أمشي في. |
| Seni gördüm Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | لم أصدق عيناي عندما رأيتك |
| Listeyi kontrol ettim ve Gözlerime inanamadım. | Open Subtitles | ولم أصدق عيناي |