| Şimdi kanıt odaklı hafıza röportajı yapabilme gücün var. | TED | والآن، لديك القوة لأن تتخطى المقابلات المبنية على الذاكرة. |
| Bak, küçük kızını seviyorsun şimdi, bunu yapabileceğine inanmalısın adamı durdurabilmek için gücün var. | Open Subtitles | انظر، أنت تحب فتاتك الصغيرة حسنا ً، صدق أنك تستطيع القيام بذلك لديك القوة لإيقافه |
| Müthiş bir gücün var. Kolaylıkla kahraman olabilirdin. | Open Subtitles | لديك قدرة رهيبة يمكنك أن تكوني بطلة بسهولة |
| Hayal gücün var ama daima saldırmalısın ve eğer savunursan karşı saldırı tekniğiyle savunmalısın. | Open Subtitles | لديك قدرة إبداعية, لكن عليك دوماً أن تهاجم, و إن دافعت, فدافع لأجل الإرتداد الهجومي |
| Ama sen öyle olmasını sağlayabilirsin. Bunun için bir gücün var. | Open Subtitles | لكن بإمكانك أَن تفسح ذلك المجال أنت لديك القدرة |
| Şaşırtıcı bir gücün var... ve İndiana'da hiç sahip olmadığın bir şeye sahipsin. | Open Subtitles | بل لديكِ قوة مخادعة ولديكِ شيئاً آخر لم تملكيه وانتي في انديانا انـا |
| Uzay gemime dönmeliyiz. Uçmaya gücün var mı? | Open Subtitles | يجب أن نطير عائدين الى مركبتى الفضائيه هل لديك القوه ؟ |
| Senin bunu yapma gücün var. | Open Subtitles | وأنت تملك السلطة لتحقق ذلك. |
| İnanılmaz bir gücün var. | Open Subtitles | تملك قوى ممتازة للتعويض |
| Bak, bu olayın yatışmasını sağlayacak gücün var. | Open Subtitles | لأنهم بحاجة ماسة لمساعدتي لديك القوة لتجعل هذا الشيء أدراج الرياح |
| Olayın akışını değiştirecek gücün var. | Open Subtitles | فانت لديك القوة لتغيير المد والجزر في القصة |
| Bu işi burada bitirmeye ve yaptıklarını durdurmaya yetecek kadar gücün var. | Open Subtitles | لديك القوة لتتوقف هنا و توقف ما تفعله |
| Senin bu durumu düzeltme gücün var. | Open Subtitles | لديك القوة لتصوّب هذا. |
| Senin daha fazlasını yapma gücün var. | Open Subtitles | لكن لديك القوة لفعل المزيد. |
| "Eşyalar üzerinde gücün var ve aklınla eşyaları kontrol edebiliyorsun." | Open Subtitles | "لديك قدرة على الأشياء ويمكنك التحكم بها بواسطة عقلك؟" |
| Konuşmak için gücün var mı? | Open Subtitles | هل لديك قدرة على الكلام؟ |
| Benim gücüm var, senin gücün var. | Open Subtitles | أنا لديّ قدرة , أنت لديك قدرة |
| Acayip bir çekim gücün var. | Open Subtitles | لديك قدرة عالية على الهز |
| Senin de bir gücün var, değil mi? Sayılır. | Open Subtitles | -أنت لديك قدرة , صحيح؟ |
| Her şeye rağmen, konuşacak gücün var. | Open Subtitles | على كل حال لا تزال لديك القدرة على الكلام |
| Hayır, hayır, gücün var demek istiyorum, küçük kız. | Open Subtitles | لا . لا أقصد أن لديكِ قوة يا فتاة إنها تصدر منكِ علي شكل أمواج |
| Değiştirme gücün var. | Open Subtitles | لديك القوه لتغييره |
| Senin bunu yapmaya gücün var mı? | Open Subtitles | وأنت تملك السلطة لتحقق ذلك؟ |
| İnanılmaz bir gücün var. | Open Subtitles | تملك قوى ممتازة للتعويض |
| Epey bir hayal gücün var. | Open Subtitles | . أنت لديك مخيلة واسعـة |
| Diyelim ki, gerçekten böyle bir gücün var. Bununla ne yapacaksın? | Open Subtitles | لنقل أن لديك هذه القدرة ما الذي تريد أن تفعله بها؟ |