Haber duyulunca herkes bana gülecek. | Open Subtitles | عندما الكلمات تخرج منى كل شخص سوف يضحك على |
Feribotta oturmuş buna gülecek kadar da komik bir şey değil yani. | Open Subtitles | انه ليس امر ممتع ان تضحك في عباره و الناس من حولك |
- Bize gülecek. | Open Subtitles | لا سيضحك على تمثيلنا ثم يستهزء بنا لاحقا |
Bakalım 10 saniye de ilk kim gülecek. | Open Subtitles | حسناً في العشر ثواني المقبلة، لنرى من سيبتسم أولاً |
Milyonlarcası şaşıracak ya da korkacak, milyonlarcası gülecek ve milyonlarcası ağlayacak. | TED | الملايين سيشعرون بالرعب أو الخوف الملايين سوف يضحكون و الملايين سوف يبكون |
Komik olmaya çalışıyorsanız, benim gülecek halim yok. | Open Subtitles | هل تحاول أن تبدو مضحكا ؟ لأنني لست في مزاج للضحك. |
-Onları yenemeyiz. Herkes bize gülecek. Onları yenmemize imkan yok. | Open Subtitles | نحن لا يمكننا الفوز ضدهم إنه محق ، سيسخرون منا على المسرح |
Birkaç keşi kendisini jiletlemekten kurtarınca bakalım o zaman kim gülecek. | Open Subtitles | سنرى من يضحك أخيراً حينما أوقف فاشلاً ما من جرح رسغيه! |
Evin devekuşu yumurtası akıyla kaplandığında kim gülecek bakalım. | Open Subtitles | سنرى من يضحك أخيراً حين ترى منزلك غارقاً بعصارة بيض النعام |
Ve şimdi onu öpebilecek ve onu tıraş ederken seyredecek ve gülecek. | Open Subtitles | و الآن ، قبّلته للتوّ و أنا أراقبه عن قرب و هو يضحك |
Bir daha gülecek olursanız Burmalı komedyen Pa Pa Lay'i düşünün. | Open Subtitles | عندما تضحك المرة القادمة فكر في بابالاي . الكوميديان البورمي |
Bir röntgencisi olduğunu söylediğimde çok gülecek. | Open Subtitles | سوف تضحك عندما أخبرها بأن أحدهم يتجسس عليها |
Yılda bir gün durmadan bize gülecek ve kemiklerimizi titretecek. Geri dönüştürülmüş idrar. | Open Subtitles | يوم واحد بالعام ، بإنها سوف تضحك وتضحك وتهز مؤخرتها |
Herkes bana gülecek | Open Subtitles | الكل سيضحك علي سيقولون من تحاولين خداعه ؟ |
Evet. Trafik cezası yediğinde kim gülecek bakalım. | Open Subtitles | حسنٌ، سنرى من سيضحك حين ترتكب مخالفة مرورية. |
Lezzetli kafalarınızı ısırıp kopardığımda, kim gülecek göreceğiz. | Open Subtitles | سنرى من الذي سيضحك عندما أقوم بقضم رأسك اللذيذ |
Bakalım 10 saniye de ilk kim gülecek. | Open Subtitles | حسناً في العشر ثواني المقبلة، لنرى من سيبتسم أولاً |
Adalet Bakanlığı'nı temsil ediyorum, ve açıIış konuşmam en önemli noktasında mahvolacak, ve jüri bana gülecek. | Open Subtitles | انا امثل دائرة العدل، في اللحظة الحاسمه سوف افشل وسوف يضحكون علي |
Siz ikiniz, gülecek bir şeyler arıyorsanız bana gelin. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد إذا أردتما شيئاً أنتما الاثنان للضحك عليه جرّباني |
Adam suratına gülecek. Sadece beni bunun dışında tut, tamam mı? Tamam. | Open Subtitles | سيسخرون أمام ناظرك دعني خارج المسألة فحسب |
Herkes ona gülecek anne. Lütfen bunu yapmasına izin verme | Open Subtitles | الجميع سيسخر منها، أرجوكِ ألا تجعليها تمضي |
Ne zaman oturup blogunu okusam biraz sonrasında gülecek miyim yoksa ağlayacak mıyım bilemiyorum. | Open Subtitles | في كل مرّة اجلس واقرأ مدوّنتك لا أعلم ابدًا ان كنت سأبكي او سأضحك |
Şimdi gülecek misin? | Open Subtitles | هل ستضحك الان ؟ |
Matrakbot, bu hiç iyi bir şaka değil. Etrafta gülecek kimse kalmaz ki. | Open Subtitles | هذه ليست نكتة جيدة لا أحد سيكون حياً ليضحك! |
gülecek ne var? | Open Subtitles | ماذا هناك ليضحكك ؟ |
Ben, bunda gülecek bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه من الظرافة ان تضحكوا |
Belki bir gün kader bize gülecek ve birbirimizi yeniden göreceğiz. | Open Subtitles | ربما يوماً ما يبتسم لنا الحظ ، ونقابل بعضنا مره اخرى |
Eğer Mafya ararsa, gülecek. | Open Subtitles | عندما يهدها الاخ الكبر سوف تبتسم |