Senin için yaptığım onca şeyden sonra tek yapabildiğin gülmek mi? | Open Subtitles | بعد كل شىء فعلته لك هذا مايمكنك فعله , الضحك ؟ |
Senin için yaptığım onca şeyden sonra tek yapabildiğin gülmek mi? | Open Subtitles | بعد كل شىء فعلته لك هذا مايمكنك فعله , الضحك ؟ |
Bir doktor ciddi olabilir, fakat hala gülmek çok önemli bir ilaçtır. | TED | قد يبدو الطبيب جديا. لكن الضحك ما يزال دواء ا عظيما. |
Sıradan şeylere sinirlenmek ya da gülmek huzurlu zamanların geri döndüğüne işarettir. | Open Subtitles | أن تضحك وتغضب على الأشياء العادية هذه علامة على عودة الخير للعالم |
Sizin bana kız kurusu demenizi düşündüğümde içimden gülmek geliyor. | Open Subtitles | سيكون على أن أضحك حين أتذكرك تدعونى بالعانس العجوز |
Tanrım, Bill, sadece gülmek adına fazla ileri gitmedin mi? | Open Subtitles | يالهي بيل , هذا خوف مرعب جميل فقط الذهاب للضحك |
Daha da kötüsü, yanlış şeylere gülmeniz -- buna gülmek kabul edilebilir, teşekkürler. | TED | أو حتى أسوأ من ذلك أن تضحكوا بينما حديثي لم يكن مضحكاً الضحك على هذا الجزء كان مقبولاً شكراً |
Şahsen gelişimsel engelliler yararına bir merkezin yönetim kurulundayım, bu insanlar gülmek istiyor, | TED | انا واقع في منتصف الغير قادرين على التقدم و هؤلاء الناس يحتاجون الى الضحك و العاطفة و ايضاً الحب |
Şimdi, kapanış çekimi için gülmek mi yoksa ağlamak mı istersiniz? | Open Subtitles | الآن هل تريدون البكاء أم الضحك لآخر مشهد؟ |
Böyle zamanlarda tek yapabildiğin gülmek sanırım. | Open Subtitles | في مواقف كهذه ، كل ما أستطيع فعله هو الضحك |
Eski günleri anmak. Birbirinizle şakalaşmak, gülmek. | Open Subtitles | التسابق في الشراب و السخرية من بعضكم البعض و الضحك |
Araştırmalarla da kanıtlanmıştır, gülmek stresin negatif etkilerini atmanızı sağlar ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir. | Open Subtitles | و قد ثبت بالدراسات العلمية أن الضحك يساعدك على حل تأثيرات التوتر السلبية كما أنه يعزز أيضاً جهازك المناعي |
Aşk, ilişki, gülmek, sarılıp yatmak, falan filan işte. | Open Subtitles | و العلاقة, و الضحك و الحضن و كل ذلك الهراء |
gülmek zorunda değilsin. Hiçbir şeye gülmek zorunda değilsin, anladın mı? | Open Subtitles | ليس عليك أن تضحك ليس عليك أن تسخر من كل شيء ، صحيح؟ |
Hayatta gülmek çok önemli bir şeydir, ama biraz cefa çekmen de gerekir, yoksa hayatın güzelliklerini hiçbir zaman göremezsin. | Open Subtitles | من الضروري أن تضحك بعض الوقت لكن لا بد لك من أن تعاني قليلاً أيضا لأن هذا هو المغزى من الحياة |
Mutlu olmak istiyorum. gülmek istiyorum. Yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون سعيدة ،أريد أن أضحك ، أريد أن أعيش ،أريد أن أحب مجدداً |
Söylemek istediğim, bunlar aşırı türden örnekler ve bunlar eğlendirici ve gülmek için güzel örnekler. | TED | أعني ،أن هذه أنوع من الأمثلة المبالغ فيها ، و انها مسلية و جيده للضحك عليها. |
Koşmak, zıplamak, göz teması, gülmek hatta ağlamak bile var. | Open Subtitles | أعني هناك ركض و قفز و تواصل بالعين ضحك و حتى بكاء |
Devam et, gül bakalım. gülmek, yapabileceğin en son şey olacak. | Open Subtitles | اضحك كما شئت فهذا آخر شيء ستفعله في حياتك. |
Babamın yaptığı o ergenlik esprilerine gülmek zorunda kalırdık. | Open Subtitles | ماذا عن كل الوقت الذي نضحك فيه عن نكات أبي المراهقة الفضيعة؟ |
Güzel bir gündü Chuck. İçimden gülmek geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن اليوم سيكون لطيفاً أشعر وكأنني ابتسم |
Sorun şu ki insanlar gülmek istediklerinde, ağlamaya başlıyorlar. | Open Subtitles | المشكلة أن الناس عندما يرغبون بالضحك, يبكون أولاً |
Bu şehir gibi enerji doluyum ben de. Yaşamak, gülmek, ağlamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا مليء بالطاقة مثل هذه البلدة أريد أن أعيش وأضحك وأبكي |
Seninle gülmek, seninle ağlamak, açık ve dürüst olmak, ve yaşadığımız sürece sana değer vermek istiyorum. | Open Subtitles | لأضحك وأبكي معكِ لأكون صريحاً ونزيهاً معكِ ولأعزكِ لطالما عشنا نحنٌ الأثنين |
Birlikte öğrenen bir grup için birlikte gülmek gerekir, değil mi? | Open Subtitles | ننقسم إلى مجموعات ..لنتعلم ونكتسب الخبرات من بعضنا وذلك لنضحك معاً، أليس كذلك؟ |
Ve o her sabah sadece gülmek için bir araya gelen gruplar organize ediyor. | Open Subtitles | و قد نظم مجموعات تلتقي كل صباح لتضحك فقط |
Senin için gülmek kolay. Onunla sen değil, ben uğraşıyorum. | Open Subtitles | من السهل عليك ان تضحكي انت لا تتعاملي معه ، انا افعل |
Şöyle başlayan bir şeye gülmek ne kadar zor, biliyor musun? | Open Subtitles | ألديكِ أدنى فكرة كم هو شاق أن تضحكِ على طُرفة (طق |