Bir günü bile olmadı, bir gün bile. | Open Subtitles | لم يحصل على يوم حتى ولا يوم واحد |
Bir gün bile aksatmadı. Asla. | Open Subtitles | لم تفوت يوما على الاطلاق ولا يوم |
Baban da aşkı için böyle sözler vermişti. Ama bir gün bile sürmedi. | Open Subtitles | أبوك أطلق الوعود على حبه إنهم لم يدوموا حتى اليوم |
Sartre bir zamanlar kendisiyle yapılan bir röportajda hayatında bir gün bile umutsuzluğa kapılmadığını söylemişti. | Open Subtitles | سارتر في مقابلة له قال بأنه لم ينتابه الشعور باليأس أبدا في حياته, ولا حتى ليوم |
Babamın ölümünden bu yana , kavgasız geçirdiğiniz bir gün bile olmadı. | Open Subtitles | بعد موت أبى لم يمر يوم واحد يوم واحد لم تتشاجرا فيه |
Kötü puan almak, işini kaybetmek, tartışmak, hatta yağmurlu bir gün bile hüzünlü hissetirebilir. | TED | الحصول علي تقدير سئ، فقدان وظيفة، الدخول في جدال، أو حتى يوم ممطر يمكن أن يجلب الشعور بالحزن |
Tek bir gün bile oradan çıkmadı. | Open Subtitles | لم تغادره، ولا يوم واحد |
Bir gün bile başka biri olarak uyanmıyorsun. | Open Subtitles | ولا يوم واحد تكون شخصًا آخر |
Bir gün bile daha fazla değil. | Open Subtitles | ولا يوم واحد إضافة |
Bir yıl. Bir gün bile daha fazla değil. | Open Subtitles | سنة، ولا يوم واحد زيادة |
Mirasıyla bu gün bile onların yaşamını şekillendiren adam; | Open Subtitles | الرجل الذى مازال ارثه وتركته تصوغ وتشكل حياتهم حتى اليوم |
Sahildeki bir gün bile ... sizinle geçireceğim bir gün kadar güzel olmaz. | Open Subtitles | حتى اليوم على الشاطئ لم يبقى يوماً على الشاطئ معكم يا رفاق |
Bir gün bile aklımdan çıkmadın. | Open Subtitles | لم أتوقف أبداً عن التفكير بك ليس حتى ليوم واحد |
Ve annenin gitmesine izin verdiğim için, pişman olmadığım bir gün bile yok. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الوقت , لم يمر يوم لم أندم فيه على عد إستغلالها |
Makamında kalmasına, bir gün bile müsaade edilmemeli. | Open Subtitles | لا يمكن السماح له بالبقاء في منصبه ولا حتى يوم واحد |
Bana bir gün bile yatmayacağıma dair yemin etmiştin. | Open Subtitles | أقسمتَ لي أنكَ لن تدعَني أُمضي و لا يوم في السجن |
Ben iki gün için bavul yapmıştşm, daha bir gün bile olmadı. | Open Subtitles | لقد حزمت أغراض ليومين .. و لم يمضي يوم حتى الآن |
Fakat o anı tekrar yaşamayı ve bu defa farklı davranmayı dilemediğim bir gün bile geçmedi. | Open Subtitles | لكن لم يمر يوم دون أن أتمنى فيه أن أعيش هذه اللحظة ثانيةً و أقوم بها بشكل مختلف. |
Senin izini üç eyalette takip ettim. Senin bu sefer ortaya çıkacağın gün geldi diye düşünmediğim tek bir gün bile olmadı. | Open Subtitles | تتبعتك خلال 3 ولايات , و لا يمر يوم لا أسأل فيه نفسي , ربما اليوم هو اليوم الذي ستأتي فيه |
Yıllardır bu ülkenin vatandaşıyım. Görünüşüm yüzünden kötü gözle bakılmadığım bir gün bile geçirmedim. | Open Subtitles | لم يمر يوماً واحداً إلا ونظر لي بعض الأشخاص بصورة سيئة |
Ve gittiğimden beri burada geri girdiğimi hayal etmediğim tek bir gün bile olmadı. | Open Subtitles | ولم يمرّ يوم دون أن أحلم بالعودة إليك مجدداً |
Seni düşünmediğim bir gün bile yok. | Open Subtitles | لا يمرّ يومٌ دونَ أنْ أفكّر بكَ |
Böyle kötü şöhretli bir adam mı? Korunmadan sokaklarda bir gün bile yaşayamaz. | Open Subtitles | رجل بهذا الدرجة من سوء السمعة لن يمضي يوماً واحداً في الشارع دون أن يُقبض عليه |
Ona söylemek istediklerimi düşünmeden geçirdiğim tek gün bile yok. | Open Subtitles | والآن، ما من يومٍ يمر لا أفكّر فيه بالأشياء التي أتمنّى لو كنتُ قٌلتُها له. |