"günahtır" - Traduction Turc en Arabe

• خطيئة
• ذنب
• الخطيئة
• إثم
• الإثم
• الخطايا
• لخطيئة
• حرام
• خطيئه
• خطئية
• معصية
• اثم

İzin ver hatırlatayım Ekselansları, isyan, Tanrı'dan cezalandırılmayı isteyen, en çirkin günahtır.
دعني اذكر سموك بان التمرد يعد خطيئة مخجله يؤدي لعقوبة من الرب

Hayatta karşına böyle fırsatlar çıktığında ona uzanmamak günahtır. Sana söylüyorum, günahtır.
عندما تمدّ الحياة يدها هكذا فخطيئة ألّا تلاقيها، أؤكّد لك أنّها خطيئة

Tanrı'nın hediyesini reddetmek büyük bir günahtır.
عدم استخدامك لموهبة هباك الرب اياها تعد خطيئة

Hayır, hayır. Böylesi fena bir ölüm hakkında bu şekilde konuşmak günahtır.
كلا ، كلا ، إن الحديث عن الموتي بهذا السوء لهو ذنب

Sizler için belki. Ama benim için en büyük günahtır.
ربما أنتم قد تفعلون، هذا هو ما أعتبره الخطيئة الأساسية

Kızım, gurur ölümcül bir günahtır ve sen ölmek için çok gençsin.
أيها الفتاة ، الكبرياء خطيئة مميتة و أنت صغيرة لتموتي

Merhamet, sonsuz bir günahtır.
الشفقة خطيئة أبدية الشعور بالشفقة نحو الضعفاء

Ama benim doğduğum yerde aç bir adamı göndermek günahtır.
لكن من حيث ولدت، انها خطيئة طرد رجل جائع

Fiziksel şiddet uzak durulması gereken bir günahtır daha kötü davranışlar için bir eşiktir.
العنف الجسدي هو خطيئة عليك أن تكون حذراً منه إنّه جسر خطير يؤدي للأفعال الأكثر شراً

Çünkü pişman olmadığın günahlar için günah çıkarırsan işte bu günahtır.
لأنك اذا اعترفت بأخطاء انتي لستي نادمة عليها -اذا تلك خطيئة

Kurtuluş hakkında hiç düşünmediysen de, çok günahtır.
حتى لو لم تفكري أبداً بالهداية فهذه خطيئة أيضاً

Selma, cevapsız bırakılan bir mesaj kadar olmasa da aldatmak da bir günahtır.
سيلما , الخيانة تعتبر خطيئة بقدر ما يعتبر الأمر خطيئة بعدم الرد على العديد من الرسائل الفورية

- Kürtaj günahtır. - Sen Cumhuriyetçisin. Böyle söylemen gerek.
الإجهاض خطيئة - أنت جمهوري عليك أن تقول ذلك -

Kaba konuşmak Tanrı'ya karşı değil, kibar topluma karşı bir günahtır.
السوقيّة ليست ذنب ضدّ الرب، لكنها ضدّ المجتمع المهذب.

- Böyle korkunç bir dünyaya bir çocuk getirmek daha büyük bir günahtır
ربما أكثر من ذنب ان تجلب طفل إلى هذا العالم القاسي.

Her zaman dediğim gibi, merhametin önünde dikilmek büyük günahtır.
كما اقول دائماً، من الخطيئة أن نقف في وجه الرحمة

Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi... ..gerekli olmayan şey günahtır demişti.
أمّا فيما يتعلق بالنموذجيّة فهناك حكيم قال ذات مرّة أن الخطيئة موجودة في الأشياء غير الضّرورية

Bu bir başkanın yapabileceği en büyük günahtır.
هذا أسوأ إثم ممكن أن يرتكبه رئيس البلاد

Nedensiz yere öldürmekte günahtır Peder.
من الإثم القتل بلا سبب. أبتاه , لقد جعلوني آثما.

Kibir ölümcül bir günahtır, Artista.
الفخر من الخطايا السبعة المميتة أيها الفنّان

Bunu inkâr etmek en büyük günahtır.
إن إنكار ذلك لخطيئة مميتة.

! Doğum kontrol, günahtır. Çocuk, harika bir şey.
، تحديد النسل حرام البنون زينة الحياة الدنيا

Bu Tanrı'ya karşı bir günahtır! Bu ülkeye karşı bir günahtır!
تلك خطيئه فى حق الله تلك خطيئه فى حق البلد

Bu büyük günahtır, Ray.
هذه خطئية كبيرة

Yasadışılığını bırak biz Katolikler için en büyük günahtır.
-بل أكثر من ذلك إنّه إثم مميت بالنسبة لنا نحن الكاثوليكيّون، معصية جزاؤها جهنّم

Çünkü çıplak dolanıp böyle şeyler yapmak günahtır.
المشي بدون ملابس وكل افعالكم تلك اثم