"güneş'" - Traduction Turc en Arabe

    • الشمس
        
    • للشمس
        
    • الشمسية
        
    • من شمسنا
        
    • مليارات سنة
        
    • لشمسنا
        
    • الشّمس
        
    Az çelik kullandığımız için çok daha fazla Güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. TED وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس
    On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler Güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. TED تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض.
    öğle vakti Güneş tepedeyken bir sopayı İskenderiye'de yere dikseniz, Güneş ekseninden 7.2 derece kaydığını gösteren bir gölgeye sebep oluyordu. TED في نفس الوقت في نفس اليوم، عند الظهيرة، عند وقت ذروة الشمس، وقت الانقلاب، الشمس تلقي بظلالها بدرجة 7.2 خارج المحور.
    Eğer Güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve Güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur. TED فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية
    Katilin güneşe alerjisi vardı ve reçeteli Güneş kremi kullanıyordu. Open Subtitles القاتل لديه حساسية من الشمس ويستخدم وصفة طبية مضادة للشمس
    Tohum, fosfor, gübre, besin, su ve Güneş ışığı katmak durumunda kaldık. TED و غرس البذور , الفسفور السمادات ,المواد الغذائية, الماء , ضوء الشمس
    Beş yüz yıl önce, Kopernik Dünya'nın yerine, kozmosun kalbine Güneş'i koydu. TED ومنذ 500 سنه قام كوبرنيكوس بإزاحة الأرض، ووضع الشمس في قلب الكون.
    Sonra, Jüpiter'in yörüngesini takip etmek için o uyduları kullandı ve Jüpiter'in de, Dünya değil, Güneş'in etrafında döndüğünü anladı. TED وقام حينها بتتبع هذه الأقمار لاستكشاف مسار كوكب المشتري واستنتج أن كوكب المشتري لا يدور حول الأرض وإنما حول الشمس.
    Güneş oradaydı, diğer gezegenler oradaydı ve gezegenlerin Güneş'in etrafında nasıl döndüğünü görebiliyordum. TED لذا كانت هناك الشمس، وكانت هناك الكواكب، واستطعت رؤية دوران الكواكب حول الشمس.
    Bitki yetiştirmiş herkes bitkinin hareket ettiğini ve Güneş'e döndüğünü fark eder. TED أي شخص قام بزراعة نبتة قد لاحظ أن النبتة ستتحرك وتواجه الشمس.
    edilmiş enerji bunu finanse ediyor. Petrol, Güneş enerji konsantresidir. TED بالطاقة التي ركزن من الشمس فالبترول هو مركز للطاقة الشمسية
    Güneş her gece jaguar şeklini aldı ve yeraltı dünyasında dolaştı. TED كلّ ليلة، كانت الشمس تأخذ شكل النمر وترتحل عبر العالم السلفيّ.
    Bunu yaptığımda araştırmalarım, aslında Güneş fırtınalarının kendine özgü bir şekle sahip olduğunu ve güneşten uzaklaştıkça bu şeklin değiştiğini gösteriyor. TED ونتيجة لذلك فقد أظهر بحثي، أن العواصف الشمسية لها شكل عام، وهذا الشكل يتطور كلما تحركت تلك العواصف بعيدًا عن الشمس.
    Fotosentez olayını modifiye ederek Güneş ışığı kullanarak hidrojen üretmeye çalışıyoruz. TED نحن نحاول تعديل التركيب الضوئي لإنتاج الهيدروجين مباشرة من ضوء الشمس.
    Bu yıldızlar Güneş gibi olağan. Yaşları, her şey normal. TED هذه النجوم طبيعية كما الشمس. العمر, وكل شيء كان طبيعيًا
    ve bu süpernova kalıntısının içinde küçük bir karadelik olacaktır, kütlesi kabaca Güneş'in kütlesinin 3 katı kadar olur. TED و داخل بقايا تلك المستعرات النجمية سيكون هناك ثقبا أسود صغير بكتلة أكبر بقليل من ثلاث أضعاف كتلة الشمس
    Ancak derin yüzeyaltı Güneş'ten tamamen kopmuş bir dolaşım sistemi gibi. TED لكن السطح العميق يشبه نظام دورة دموية منفصل تمامًا عن الشمس.
    Sonuçta ortaya çıkan ince tabaka aktif tabakadır, Güneş enerjisini emer. TED الطبقة الرقيقة الناتجة هي الطبقة الفعالة، التي تمتص الطاقة من الشمس.
    Bir ruh olarak beni görmeye geldiğinde Güneş gibi parladığımı söyledin. Open Subtitles ، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس
    İcadım, Güneş'in bedava enerjisini yoğunlaştırarak onu mekanik harekete çevirir. Open Subtitles يُركزُّ إختراعي الطاقة المجانية للشمس و يحولها إلى حركةٍ ميكانيكية.
    fakat Paris'teki hayret verici alternatif enerji şirketi Güneş enerşisiyle ızgaralardan kurtarıyor. TED لكن شركة طاقة بديلة في باريس تأخذنا خارج الشبكة عبر الطاقة الشمسية.
    Bu da güneşimiz, Beyaz Güneş ışığı, yağmur damlası tarafından değil de, spektrograf tarafından ayrilirsa. TED وهذه أشعة شمسنا الضوء الأبيض من شمسنا ينقسم ليس بسبب قطرات المطر، ولكن بواسطة مطياف
    Yaklaşık beş milyar yıl içinde, dünya Güneş tarafından yutulacak. Open Subtitles نعم في حوالي خمس مليارات سنة الشمس سوف تبتلع الارض
    Güneş'imizin ölmekte olan çekirdeğini çevreleyen parlak gazlardan oluşan güzel kabuklar. Open Subtitles طبقات جميلة من الغاز المتوهج تحيط باللُب الفاني لشمسنا
    Bu şiddet dolu bir rekabet, her bitki Güneş ışıkları karşısında çaresiz. Open Subtitles وهذا بدوره أثار منافسة شرسة، كلّ نبات شديد الحاجة إلى أشعّة الشّمس.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus