günlerinin geri kalanını izole ve ağzı kapalı bir biçimde, kendisini ifade edecek bir yol bulamadan geçirdi ve benim de, henüz onu yönlendirecek araçlarım yoktu. | TED | عاش ما تبقى من أيامه منعزلا مطبق الشفتين، لم يجد أبدا طريقة ليعبر بها عن نفسه، ولم يكن لدي بعد الوسائل لإرشاده. |
Fakat çoğu meslekdaşı, onun bu arayışının yanlış yönde olduğuna ve artık en güzel günlerinin geride kaldığına inanıyordu. | Open Subtitles | لكن أغلب زملاؤه اعتقدوا أن مسعاه قد ضُلل وأن أفضل أيامه أصبحت حقيقةً خلفه |
günlerinin sayılı olduğu hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | ليس لديه أية فكرة عن أن أيامه أصبحت معدودة |
günlerinin sayılı, zamanın kısıtlı olduğunu bilmek. | Open Subtitles | إذ العلم بأن أيامك معدودة وأن أجلك قصير. |
Zamanı geldi. Boston'daki günlerinin sayılı olduğunu söyledin. | Open Subtitles | جوش فعل بك ذلك ؟ حان الوقت أنت قلت بنفسك أن أيامك في بوسطن معدودة |
Doğum günlerinin garip tarafı da bu işte. Her yıl olan bir şey. | Open Subtitles | هذا هو الأمر العجيب في أعياد الميلاد فهي عادة سنوية |
Birlikte kutlayacağımız Şükran günlerinin ilkine! | Open Subtitles | إذاً، من أجل أول عيد من أعياد الشكر التي ستمر علينا |
Genelde bu ayıklama işçileri günlerinin %60-70'ini ortalıkta gezinerek harcarlar. | TED | بشكل اعتيادي يقضي هؤلاء العمال 60 أو 70 بالمئة من يومهم يتجولون في أنحاء المستودع. |
Ziya bu kartalı özgürlüğüne kavuşturduğunda avcılık günlerinin de sonuna gelmiş olacak. | Open Subtitles | عندما زيا يطلق سراح النسر هي ستكون نهاية أيامه كصياد. |
günlerinin çocuğunu bilgisayarıyla orada geçirirdi. Borsa işlerini yapardı. Arka plandan gelen sesleri sevdiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قضى معظم أيامه هناك مع حاسوبه المحمول يقوم بعمليّة البيع والشراء، قال بأنه كان يروق له تردد الخلفية |
Sadece Chairy'nin güzel günlerinin geride kaldığını düşünüyorum. | Open Subtitles | إعتقدت فقط أيامه السعيدة كانت خلفه |
günlerinin çoğu uçarak geçiriyor. | Open Subtitles | يمضي أيامه في التحليق |
Sid günlerinin kalanını mezarda geçirmezse mutlu olamayacaksın diye bir izlenime kapıldım. | Open Subtitles | لديّ إنطباع أنّ لن تكون سعيداً إلا إذا قضى (سيد) بقية أيامه ميّتاً. |
"Ve sevgili dostum, günlerinin neşe içinde geçmesini dilerim. | Open Subtitles | "وأيضا ياصديقي العزيز أتمنى لك السعادة والمتعة في كل أيامك |
günlerinin geri kalanını, olduğu gibi yerin yarım mil altında gizli bir laboratuvarda büyük yaşlı bir devlet kobayı gibi geçireceksin. | Open Subtitles | كنت ستعمل قضاء بقية من أيامك ، مثل هم، في المختبر السري و حوالي نصف ميل تحت الأرض ، |
günlerinin geri kalanını kafeste geçireceksin. | Open Subtitles | ستعيش في زنزانة حتّى آخر أيامك |
Doğum günlerinin çok daha sıcak ve anlamlı olduğu gğnleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر كيف كانت أعياد ميلادك أقل فخامة وأكثر حميمية |
Doğum günlerinin senin için önemli olma sebebi bu olmalı. | Open Subtitles | ربّما لهذا حفلات أعياد الميلاد مهمة جدّاً لك. |
Onlar tercihini yaptı ve günlerinin geleceğini biliyorlardı. | Open Subtitles | لقد قاموا بخيارهم، وكانوا يعرفون أن يومهم سيأتي |
Bence, bir insanın size bunu hissettirmesinden daha önemli bir yetenek yok -- onları günlerinin kısa bir parçasında haraketsiz bırakmak ve meraka yenik düşürmek. | TED | بالنسبة لي، ليست هناك قدرة أعظم من هبة أن يعطيك شخص آخر ذلك الإحساس-- أن تمسك بهم للحظة وجيزة في يومهم وأنت تجعلهم يستسلمون للدهشة. |
Üzüntü verici, değil mi, Folliat ailesinin günlerinin sona ermesi? | Open Subtitles | اليس من المحزن ان ايام عائلة فوليات قد انتهت ؟ |