Artık kaynağınla görüşmelerinizi güvenli bir evde yapmanızın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت جعل مقابلاتك مع مصدرك في منزل آمن |
Ajan Bloom güvenli bir evde oturmak istemiyor. | Open Subtitles | العميل بلوم لن يجلس في منزل آمن |
Federal polis şefi ona Kahuku'daki güvenli bir evde göz kulak oluyormuş. | Open Subtitles | (تُـدعى (جولي ماسترز المارشال الفيدرالي كان يحرّسها "في منزل آمن بـِ"كاهوكو |
Artık kaynağınla görüşmelerinizi güvenli bir evde yapmanızın zamanı geldi. | Open Subtitles | إنه وقت تقابلكَ أنت ومصدركَ في بيتٍ آمن |
Chloe, onun birkaç mil uzakta güvenli bir evde olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كلوي) تقول إنها في بيتٍ آمن) على بعد عدة أميالٍ من هنا |
Chloe, onun birkaç mil uzakta güvenli bir evde olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قالت (كلوي) إنها في بيتٍ آمن على بعد عدة أميالٍ من هنا |
Toskana'da güvenli bir evde buluştuk. | Open Subtitles | " تقابلنا في المنزل الآمن في " توسكاني |
Onu güvenli bir evde gizleriz. | Open Subtitles | سنخفيها في منزل آمن |
Suger'ın parasını Bayview Heights'da güvenli bir evde tuttuğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت لي أن (سوكر) ما يزال يحفظ بماله في منزل آمن في مرتفعات (باي فيو) ـ |
Gabriel, Hau'ula'nın biraz dışında güvenli bir evde tutuluyormuş. | Open Subtitles | غابريل) كان مخبئاً في منزل آمن) (تماماً خارج (هاولا |
Brooklyn'de güvenli bir evde. | Open Subtitles | إنه موجود في المنزل الآمن بـ (بروكلين). |