Şunu söylemeliyim ki; senin gibi güzel bir kadının yanında çalışamazdım. | Open Subtitles | يجب أن أخبركِ، لن أقدر على العمل مع امرأة جميلة مثلكِ. |
Böyle güzel bir kadının anne olması aklımı karıştırıyor. | Open Subtitles | لأنه مربك بالنسبة لي عندما تصبح امرأة جميلة مثلكِ أماً. |
güzel bir kadının kötü bir şarap içmesine dayanamam. | Open Subtitles | أنا أكره أن أرى امرأة جميلة شرب النبيذ سيئة. |
güzel bir kadının öpücüğü, bir köpeğin yalaması ve ölümün öpücüğü. | Open Subtitles | فقبلة من إمرأة جميلة أو من شفاه كلب أو قبلة الموت |
Verdiğin sözler de tek hayâlı yüzünü güzel bir kadının "lotusuna" gömmek olan ağzı süt kokan Hintli bir çocuğa verilen sözler de mi boş? | Open Subtitles | وأعتقد أيضا أن هذا ينطبق على اوعد الذى قطعته للفتى الغبى من الهند الذى كان حلمه الوحيد أن يدفن وجهه فى جسد إمرأة جميلة |
Başak burcu posteri üzerinde uzun saçlı güzel bir kadının resmi vardı, bir su kenarında keyif yapıyordu. oysa Terazi burcu posteri üzerinde kocaman bir terazi resmi vardı. | TED | ملصق العذراء صورة لامرأة جميلة ذات شعر طويل، كانها تسترخي بجانب بعض الماء، ولكن الميزان هو مجرد ميزان ضخم. |
güzel bir kadının yüzündeki bir çift güzel gözün insana ne kadar büyük bir zevk verebileceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | التى تمنحنى أياها عينان ساحرتان فى وجه أمرأة جميلة |
güzel bir kadının sevgisine sahip olmak güzel olmalı. | Open Subtitles | ولطيف ان يكون لديك بنت جميلة تهتمّ بك. |
Çok güzel bir kadının çocuğu, ve teknelere aşık bir karidesçi oğluydum. | Open Subtitles | لقد كنت دوما طفل من امرأة جميلة ، أنا أيضا كنت فتى الجمبري الذي يحب شكل القوارب |
Bu araba benim gibi güzel bir kadının ihtiyaç duyduğu herşeye sahipmiş. | Open Subtitles | هذه السيارة تملك كل شيء تحتاجه امرأة جميلة مثلي |
Yani, güzel bir kadının evin içinde dolaşmasını farketmedin. | Open Subtitles | إذاً، أنت لم تلاحظ امرأة جميلة تتجول في منزلنا وأنت لا تعرفها؟ |
Çok güzel bir kadının yanında görgü kurallarını unutuyorum. | Open Subtitles | أساليبي تفشل عندما أصبح في حضرة امرأة جميلة |
Seni çok güzel bir kadının kolunda görmesi lâzım. | Open Subtitles | وهي في حاجة لرؤيتك على ذراع امرأة جميلة. |
Kötü haberi, güzel bir kadının vermesi fikri hoşuma gitti. | Open Subtitles | تعجبني فكرة أن تقدم امرأة جميلة أخبار سيئة |
Erkekler güzel bir kadının birini öldürebileceği tasavvur edemezler. | Open Subtitles | ذلك لأن الرجال لا يتصورون قيام امرأة جميلة بقتل شحصٍ ما أوه .. |
Bir gün güzel bir kadının evime yerleşeceğini ve hep orada kalacağını söyledi. | Open Subtitles | عند التفكير في الأمر أخبرتني أنّ امرأة جميلة ستنتقل في يوم ما إلى منزلي ، وتبقى معي إلى الأبد |
Beni tanıştırmadığın güzel bir kadının yanına oturtuyorsun, ve bana hakaret ediyorsun. | Open Subtitles | تجلسني بجانب إمرأة جميلة بدون تقديمي، ثم تهينني |
güzel bir kadının klasik bir eseri yumuşak, nazik elleriyle kucaklamasından daha büyüleyici bir şey yoktur. | Open Subtitles | تعلم بأنه لا يوجد ما هو أكثر سحرا من إمرأة جميلة تحمل مؤلفات كلاسيكية في يديها الناعمتين |
Hep güzel bir kadının kolları arasında öleceğimi düşlemiştim. | Open Subtitles | لقد حلمت دوماً بأن أموت في ذراعيّ إمرأة جميلة |
Sana benzeyen ama biraz daha yaşlı olan, çok güzel bir kadının fotoğrafı desem? | Open Subtitles | ماذا عن هذه الصورة لامرأة جميلة التي تبدو مثلك ولكن أكبر سنا |
Ama en azından güzel bir kadının ellerini hatırladım. | Open Subtitles | على الأقل، هذا سيذكرني باللمسة الناعمة لامرأة جميلة |
güzel bir kadının gözlerine bakmak güneşin batışına, bir çam ağacına, Tanrının bir eserine bakmaktan farklı mı? | Open Subtitles | ألقي نظرة على أمرأة جميلة ؟ أهذا يختلف عن منظر الغروب شجر الصنوبر أو أي شيء من عمل الرب ؟ |
güzel bir kadının sevgisine sahip olmak güzel olmalı. | Open Subtitles | ولطيف ان يكون لديك بنت جميلة تهتمّ بك. |