Sizin de başlamayacağınızın bir garantisi yok, değil mi? | Open Subtitles | أعني، لا يوجد ضمان حقيقي على أنكِ أنتِ نفسكِ لن تنتكسي أليس كذلك؟ |
Plan ne kadar iyi olursa olsun, başarı garantisi yok. | Open Subtitles | و لكن مازال ليس هناك ضمان مهما كانت جودة الخطة |
Ama herşeyi yapmakta özgür değilsiniz, çünkü sonucun garantisi yok. | Open Subtitles | ماعدا أنه لا يوجد أحد حر لأنه لا توجد ضمانات |
Ama bulabilse bile, sizi doğru noktaya yönlendireceğinin garantisi yok. | Open Subtitles | ولكن لو فعل، لا توجد ضمانة أنها ستوجهك للاتجاه المباشر |
Onun kurtulacağının garantisi yok. Hâlâ çok hasta. | Open Subtitles | لا نضمن أن تنجو من هذا إنها لا تزال مريضة جداً |
Gerektiği kadar yapacağız. garantisi yok, ama yardımcı olmalı. | Open Subtitles | سنكرر هذا عدة مرات كلما تطلب الأمر لا ضمانات ، لكنه يساعد نوعا |
Hayatta kalsa bile Buffy, eskisi gibi olacağının hiçbir garantisi yok. | Open Subtitles | ويجب أن تنجو ولكن يجب أن تعرفي يا بافي بأنه لا يوجد ضمان بأنها سوف تكون كما كانت |
Ameliyatın hafızanı geri getirme garantisi yok. | Open Subtitles | لا يوجد ضمان أن الجراحة ستعيد إليكِ ذاكرتكِ |
- Pekâlâ, yine de bize Hesse'in nerede olduğunu söyleyeceğinin garantisi yok. | Open Subtitles | حسنا لا يوجد ضمان لغاية الان بأنه سيخبرنا بمكان هيسي |
Ama bunun garantisi yok. Dünyada kim bilir kaç tane Hannah var? | Open Subtitles | ليس هناك ضمان بعدد الذين يحملون إسم هينا في العالم |
Ama bunun garantisi yok. Dünyada kim bilir kaç tane Hannah var? | Open Subtitles | ليس هناك ضمان بعدد الذين يحملون إسم هينا في العالم |
Onları sağ salim bırakacaklarının garantisi yok. | Open Subtitles | ليس هناك ضمان أنهم سيتركونهم يذهبون سالمين |
Çok üzgünüm. Eminim o da açıklamıştır. Bunun garantisi yok. | Open Subtitles | اسفة ، اتمنى بانها قد شرحت بانه لا توجد ضمانات |
Yaparsam, kızı bir daha göreceğimin garantisi yok. | Open Subtitles | لو فعلت، لا توجد ضمانة أني سأراها مرة آخرى |
Ama fidyeyi ödediğimizde de elmasları geri alacağımızın garantisi yok. | Open Subtitles | ...أن ندفع الفدية ونحن لا نضمن عودة الماس |
Olmazsa da olmaz, hayatta hiç bir şeyin garantisi yok, değil mi? | Open Subtitles | لو العكس حسنًا، لا ضمانات في الحياة، صحيح؟ |
En az iki ay, sonrasında da tam iyileşme garantisi yok. | Open Subtitles | 2 أشهر على الأقل، أي ضمان الانتعاش الكامل. |
Ama sürenin sonunda hala onlara sahip olacağının garantisi yok. Dolayısıyla erkenden bitiremezsin. | Open Subtitles | فهذا لا يضمن وصولكَ بالستة نقاط لنقطة النهاية عند إنقضاء هذه المرحلة. |
Ve ödesem bile, garantisi yok Ama bu senin tek seçeneğin. | Open Subtitles | . ورغم ذلك , ليس هناك ضمانات . لكنة خيارك الوحيد |
Ama seni uyandırabileceğimin bir garantisi yok. | Open Subtitles | هذا اذا نجحت ان انعشك هذا شىء غير مضمون |
Dinliyorum, ama sözlerinizin beni sizi cezalandırmaktan alıkoyacağının garantisi yok. | Open Subtitles | أستمع،لكني لا أضمن ان كلماتك ستقنعني بعدم معاقبتك |
Ancak orada olduğunun garantisi yok. | Open Subtitles | بأنه لايوجد ضمان على وجودها هناك |
Böyle bir korkunun kalp krizini tetikleyebileceğinin garantisi yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد تأكيد بأن أخافةً كتلك ستؤدي لأصابتِهِ بذبحةً صدرية |
Ayrıca mahkemenin ailenin inançlarını uygulamalarını desteklemeyeceğinin garantisi yok. | Open Subtitles | و حتى إن فعلتِ ذلك فإنه لا يوجد ضمانات المحكمة لن تمنع حق الوالدين بأن يمارسوا شعائرهم |
Birleşik Devletler hükümetinin Ba'al'ı onlara verme garantisi yok. | Open Subtitles | ليس ثمة ضمانة بأن الولايات المتحدة ستسلمهم (بعل) |