Bu garip, çünkü bir kaltak olmak için çok genç! | Open Subtitles | هذا غريب لأن هذا صغير في العمر لكي تكون وغدً |
Daha önce hiç gelmemiştim, garip çünkü yataklar ve kahvaltılar en sevdiğim iki şeydir. | Open Subtitles | لم أكن في واحد من قبل أبداً، وهذا غريب لأن السرير والفطور هم أفضل شيئين عندي |
Bu garip çünkü burada bir gazete makalesi var tren istasyonunda oğlunuzu karşıladığınız bir fotoğrafla beraber. | Open Subtitles | هذا غريب لأن لدي هنا مقال صحفي، وبه صورة لك بمحطة القطار ترحبين بها بابنك |
Belki de sesimin tonunu seviyordur ki bu garip çünkü onunla genetik bir bağım yok. | Open Subtitles | ربما تحب صوتي و هذا غريب لأنه ليس لدي رابط جينات معها |
Bu garip, çünkü Chuckie kızı yakalamak için yukarı çıksaydı o kapıyı kırardı. | Open Subtitles | وهذا غريب لأنه إذا صعد " تشاكي " لإعادة فتاته كان سيركل الباب |
Bu çok garip çünkü otopside kalbini çıkarmışlardı. | Open Subtitles | وهذا غريب إذ أنّهم استأصلوه أثناء تشريح الجثّة |
- Ya da, garip çünkü sen aslında ölüsün. - Evet... | Open Subtitles | أم أنه غريب لأنكِ ميتة صحيح , حسناً |
Bu biraz garip çünkü oynayanların hepsi erkek ve bir şeyleri okuman gerekmiyor. | Open Subtitles | و هذا غريب .. لأن كلّها أولاد و لا تحتاجُ لقراءة. |
Garip. Çünkü fantezilerinin detayları ona çok anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا غريب, لأن تفاصيل تخيلاتها تعني لها الكثير. |
Bu çok garip çünkü tüm bu olaylar silah sendeyken, son 6 ay içinde gerçekleşmiş. | Open Subtitles | هذا غريب لأن كل هذا حدث في الست اشهر الماضية عندما امتلكته |
Bu biraz garip, çünkü... | Open Subtitles | كل ما في الأمر أنه... إنه لأمرٌ غريب, لأن... |
Ki, çok garip... çünkü bütün Latin Star platformları karada. | Open Subtitles | وهذا غريب... لأن كل حفارات النفط التابعة للاتين ستار منصوبة على اليابسة |
Çok garip çünkü kış değil. | Open Subtitles | و هو أمـر غريب لأن الشتـاء لم يحـلّ بعد |
Aslında bu garip, çünkü aslında herkesin en çok Dwight'le ilgili şikayeti var. | Open Subtitles | و هو أمر غريب لأن بقيتنا واجه مشاكل مع (دوايت) |
Bu garip, çünkü Courtney işine çok bağlı bir çalışandır. | Open Subtitles | (و هذا غريب لأن (كورتني موظفة واعيةٌ جدا. |
Ayrılması garip çünkü bir haftalık ücretini ödemiş. | Open Subtitles | و الذي يعد أمر غريب لأنه دفع أسبوع مقدمًا |
Bu garip, çünkü vaka raporuna göre... üçünüz onun öldüğü gece görevdeymişsiniz. | Open Subtitles | ذلك غريب لأنه من خلال تقرير الحادثة أنه ثلاثتكم كنتم تؤدون الواجب ليلة وفاته. |
Şimdi birçok insan gıda fiyatlarının artmasından şikayetçi, ama aslında gıda fiyatları düşüyor, bu garip çünkü aslında tüketiciler gıdanın gerçek fiyatını ödemiyorlar. | TED | الآن، سعر الأطعمة يتشكى منه أغلب الناس، لكن للحقيقة، سعر الطعام يتراجع، وهذا غريب; لأنه في الحقيقة، المستهلكون لايدفعون التكلفة الحقيقية للطعام. |
Çok garip, çünkü sadece bir sınıf var. | Open Subtitles | ,هذا غريب لأنه لايوجد إلا صف واحد فقط |
51 saattir bütün bir yeşil almadım ki bu garip çünkü fiziksel olarak tükenmiş hissetmiyorum ama göreceğiz. | Open Subtitles | لم أتناول جرعتي من الخضراء مذ 51 ساعة و هذا غريب إذ لا أشعر بالوهن بدنياً. لعلّ هذا... |
Garip, çünkü beni hiç tanımıyordun. | Open Subtitles | وهو امر غريب لأنكِ لا تعرفينني |