"gazeteciyle" - Traduction Turc en Arabe

    • صحفي
        
    • مراسل
        
    • الصحفي
        
    • بصحفي
        
    • مراسلين
        
    Yanlış anlamayla alâkalı bir durum çünkü herhangi bir gazeteciyle görüşmedim ben. Open Subtitles انه مبني علي سوء فهم لانني لم اتقابل مع اي مراسل صحفي
    Bir gazeteciyle evlenmemeliydin. Denizcilerden bile kötüdür onlar. Open Subtitles لم يكن عليكي ان تتزوجي صحفي انهم اسوأ من البحارين
    Başkanın konuşması için, Doğu Almanyalı bir gazeteciyle sınırı geçtim. Open Subtitles لقد عبرت الحدود مع وفد صحفي الماني لأجل الخطاب
    Bir gazeteciyle konuşmuş. Hemen bir istihbarat kursan iyi olur. Open Subtitles وكان يتحدث مع مراسل ويتجسس عليه
    Sana yardım eden gazeteciyle gidiyorsun yani. Onun yanında kalacaksın. Open Subtitles أنت تقصد مع الصحفي الذي يساعدك الذي سوف تقيم معه
    Bir cenaze levazımatçısıyla evlen, bir krupiyer ile evlen bir yankesici ile evlen, ama asla bir gazeteciyle evlenme. Open Subtitles تزوجي بحانوتي أو موزعاً لورق اللعب تزوجي بنشال لكن لا تتزوجي بصحفي
    Ancak henüz, sadece hikâyeyi yansıtmayı umursayıp kaynağını gizli tutan iyi bir gazeteciyle tanışmadım. Open Subtitles وقد قابلت مراسلين جيدين كل ما يهمهم هو الحصول على قصة والأحتفاظ بمصادرهم سرية وماذا يحرصوا عليه غير ذلك ؟
    Diyorum ki, Amerikalı bir yatırımcının açgözlü bir gazeteciyle ne işi olur? Open Subtitles أعني، ما الذي يحتاجه رجل أعمال أمريكي من صحفي جشع؟
    John'un yerel bir gazeteciyle bağlantısı vardı. Open Subtitles جون إتّصلَ به مِن قِبل صحفي محليّ.
    4:00 ÖS: gazeteciyle ropörtaj, Library Bar'ında. Open Subtitles -نعم، لكن ليس لنصف ساعة 4: 00مساءً، مقابلةٌ مع صحفي في المكتبة
    sonra da saat 7:00! de bir gazeteciyle görüşeceksin Open Subtitles ومن ثم الساعة السابعة ستلتقي مع صحفي
    Hiçbir gazeteciyle çabaladığım herşeyi mahvetmeden Open Subtitles لكن أنت... لم تستطع حتى الحديث إلى .صحفي دون تدمير
    Jonathan'la Tech Crunch'tan bir gazeteciyle akşam yemeği yiyeceğiz. Open Subtitles سأتناول العشاء مع"جوناثان" مع صحفي من صحيفة تيك كرانش
    Bir gazeteciyle yeteri kadar yaşadım. Open Subtitles عِشت مع صحفي بما فيه الكفاية
    Şu gazeteciyle iki dakika görüşmem gerek. Open Subtitles أحتاج فقط دقيقتان للتشاجر مع مراسل
    Mobile Tribune'den bir gazeteciyle bir röportaj ayarladım. Open Subtitles لقد حصلت لنا على مراسل من تربيوت موبيل
    Ayrıca başka bir gazeteciyle konuşuyordun zaten. Open Subtitles الأدهى، أنك كنت تتحدث إلى مراسل آخر.
    Haberi yapacak olan gazeteciyle birlikte otelin dışında beklememiz istendi. TED طلب مني و الصحفي الذي غطى القصة أن نلتقي خارج الفندق الذي يقيم فيه.
    Açık yürekli gazeteciyle mi? Open Subtitles الناشط السياسي , الصحفي صاحب القلب الرقيق؟
    - Şu gazeteciyle ilgili. Open Subtitles -تتعلق بصحفي بالبيكايون
    Şu anda hiçbir gazeteciyle görüşmek istemiyorum. Open Subtitles أنا لا اريد الكلام مع اى مراسلين الآن سيد كيرنر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus