"geç kalmıştı" - Traduction Turc en Arabe

    • تأخر
        
    • مُتأخّراً
        
    • كان متأخر
        
    • كان الأوان قد فات
        
    • كَانَ متأخر
        
    Epey zaman geçmişti. O da geç kalmıştı ve biz de sıkılmıştık. Open Subtitles مر الكثير من الوقت, لقد تأخر, ونحن أصبنا بالملل.
    Bir keresinde içtimaya geç kalmıştı ve fiziksel bir gösteri sergiledi. Open Subtitles فى أحد الليالي تأخر فى "تشكيل"، وكان لديه عرض عام، جسدي.
    İşin doğrusu, Wesley randevu noktasına geç kalmıştı, ve MI6 komuta merkezi de geri çağırma kararını verdi. Open Subtitles الحقيقة هو أنه تأخر عن اللقاء وقيادة المخابرات قامت بالإتصال
    İşe geç kalmıştı. Open Subtitles وصل مُتأخّراً عن العمل.
    Beraber yemek yiyecektik. Omoc geç kalmıştı ve geldiğinde çok sinirliydi. Open Subtitles كان من الفترض أن نأكل سويا أوماك كان متأخر و غاضبا جدا عند وصولة
    Sonradan dijital kamera satmaya çalıştı ama geç kalmıştı, çünkü herkesin telefonunda vardı. Open Subtitles ثُمّ حاول بيع آلات التصوير الرقميّة، ولكن حينئذٍ كان الأوان قد فات لأنّ الجميع كان لديهم واحدة على هاتفهم الخلويّ. كأنّه لم يتوقّع حدوث ذلك.
    Kızın binasına gitmek zorundaydı ama çok geç kalmıştı. Open Subtitles وَصلَ إلى بنايتِها، لَكنَّه كَانَ متأخر جداً.
    Yeni Yankee 10 dakika geç kalmıştı. Open Subtitles اليانكي الجديد .. تأخر 10 دقائق ..
    O gün, Albay Cody yetişmekte çok geç kalmıştı. Open Subtitles في اليوم الذي تأخر فيه العقيد" كودي"جدا.
    Geç kalmak istemiyorum, Arno Penzias Nobel ödülünü almaya geç kalmıştı desinler istemem Open Subtitles لااريد التأخر ,"أرنوبنزياز" تأخر عن جائزته النوبل؟ لا أظن ذالك.
    Önceden de geç kalmıştı, fakat asla bu kadar değil. Open Subtitles هو تأخر من قبل, لكنــه لم يتأخر هــكذا.
    Sunuma geç kalmıştı. Open Subtitles لقد تأخر عن العرض التقديمي
    Shawn'u arıyordum, çünkü yemeğe geç kalmıştı. Open Subtitles خرجتُ للبحث عن (شون) لأنّه تأخر على موعد العشاء
    Karma'nın benden Catalina'yı bulup geri getirmemi istediğini ve... bu fakir birkaç katile yardım etmemi istemediğini biliyordum, çünkü keçi ücretini ödemekte geç kalmıştı. Open Subtitles عرفت بأن العاقبة الأخلاقة تريدني أن أجد (كاتالينا) و أعيدها لكني عرفت أيضاً بأنها لا ترديني أن أساعد في قتل بعض الأشخاص الضعفاء فقط لأنه تأخر في دفع ضريبة عنزته
    Çünkü Charlie işe geç kalmıştı. Open Subtitles لأن (تشارلي) تأخر.
    Evet. Orospu çocuğu geç kalmıştı. Open Subtitles كان السافل مُتأخّراً .
    Evet, emin olduğuma eminim. Uçuşuna geç kalmıştı. Open Subtitles بالتأكيد , أنا متأكد أسمع , لقد كان متأخر عن الطيران
    Ama çok geç kalmıştı. Open Subtitles ولكن كان الأوان قد فات.
    Koca işe geç kalmıştı. Open Subtitles والزوج كَانَ متأخر على العملَ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus