En basit görgü kuralına bile uymayıp bütün geceyi bu odada geçirmemiz olağan mı? | Open Subtitles | أكان من الطبيعي لنا أن نقضي الليلة في هذه الغرفة، ونخرق المبادىء الأساسية للآداب العامة؟ |
İç dünyanı da keşfetmek istiyorum. Yani seninle biraz zaman geçirmemiz gerekiyor. Bu akşam yemeğe çıkalım. | Open Subtitles | بل أريد أن أعلم ما بداخلك أيضاً, لذا يجب أن نقضي وقت معاً, ربما عشاء |
Birlikte sadece bir gün geçirmemiz ne kadar üzücü. | Open Subtitles | إنه من لشيء مؤسفُ أن .نقضي يومِا واحدا معا |
Seninle baba oğul gibi vakit geçirmemiz çok güzel, Baba. | Open Subtitles | من اللطيف أن نمضي معاً هذه اللحظات الأبوية، يا أبي |
Bence biraz ayrı zaman geçirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنّه علينا أن نمضي بعض الوقت منفصلين |
Manastırda yaşayıp, zamanımızın çoğunu dua ederek geçirmemiz dramlara vakit bulmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | و فقط لأننا نعيش بدير و نقضي معظم وقتنا بالعبادة لا يعني أننا لا نجد الوقت للمشاكل |
Sanırım birlikte bu kadar çok zaman geçirmemiz bizim için bir hata. | Open Subtitles | أظنها ستكون غلطة أن نقضي وقتاً كبيراً معاً |
Birlikte zaman geçirmemiz bizim için çok önemli. Öyle değil mi anne? | Open Subtitles | من الهام أن نقضي وقتنا سوياً , أليس كذلك يا أمي؟ |
Tüm hayatımızı özveri içinde sinerek geçirmemiz öğretildi. | Open Subtitles | تعلمنا أن نقضي حياتنا كلها نرتعد في إنكار الذات |
Sen önümüzdeki beş yılı beraber geçirmemiz konusunda emin değil misin? | Open Subtitles | انت لست متأكد من ان كنت تريد أن نقضي الخمس سنين القادمة معا؟ |
Bazen birbirimizden ayrı vakit geçirmemiz iyi olabilirdi. | Open Subtitles | و تعرفي , أيضاً سيكونُ جميلاً أن نقضي وقتاً منفصلينَ عنهم. |
Güzel göründüğümü düşünüyorsun diye geceyi beraber geçirmemiz gerekmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنك تظن أني أبدو جميلة لا يعني أنه يجب أن نقضي الليلة سوياً. |
Eskisi gibi birlikte vakit geçirmemiz güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن نقضي وقتاً معاً، نحن الإثنتان فقط كما كنّا نفعل في الماضي. |
Hapiste biraz zaman geçirmemiz lazım, değil mi? | Open Subtitles | علينا أن نقضي بعض الوقت في السجن, صحيح ؟ |
Zaten bütün mesele daha çok vakit geçirmemiz içindi! | Open Subtitles | المغزى من كل هذا هو انه كان يجب ان نقضي الوقت سويا |
Bizim son, en iyi yıllarımızı beraber geçirmemiz gerekiyordu ama hiçbir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | كان من المفترض, أننا سوف نقضي أخر سنواتنا مع بعض والان, لدي لا شي |
İkimizin de kim olduğumuz ve ne istediğimiz hakkında bir kesinliğe ulaşmamızın tek yolu, biraz ayrı zaman geçirmemiz. | Open Subtitles | الحل الوحيد كي نحظى بالوضوح بشأن ماذا نريد و من نحن هو أن نمضي القليل من الوقت . بعيدين عن بعض |
Sonra da biraz ayrı zaman geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وحينها يجب أن نمضي بعض الوقت بعيداً عن كل هذا |
Aile olarak biraz zaman geçirmemiz ve yeni şeyler yaşamamız gerektiğini hissettim. | Open Subtitles | أشعر بأن علينا أن نمضي وقتًا أكثر سويًا كعائلة... لنقوم ببعض البحث |
Madem prova için beraber vakit geçirmemiz gerekecek, birbirimizi sinir etmemeye alışalım. | Open Subtitles | حسناً ، بما أنه يفترض أن نمضي الكثير من الوقت في التدرب على هذا الشيء دعنا فقط ... دعنا نحاول ألا يزعج أحدنا الآخر |
Bu birlikte biraz vakit geçirmemiz için mükemmel bir fırsattı. | Open Subtitles | وكانت هذه فرصة مثالية بالنسبة لنا لقضاء بعض الوقت معا. |
ama düşünüyorum ki, birlikte biraz iyi zaman geçirmemiz çok önemli. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنه حقاً مهم أن نحظى . ببعض الوقت معاً ، لوحدنا فقط |