"geçmek" - Traduction Turc en Arabe

    • عبور
        
    • عبر
        
    • العبور
        
    • تعبر
        
    • لعبور
        
    • نعبر
        
    • اجتياز
        
    • تمر
        
    • يعبر
        
    • النجاح
        
    • تخطي
        
    • تجاوز
        
    • للعبور
        
    • لتجاوز
        
    • إجتياز
        
    Buraya gelmek için 4 tane sınır geçmek zorunda değilim. TED لست بحاجة إلى عبور أربعة حدود لكي أصل إلى هنا.
    Meydan tehlikeliydi, karşı tarafa geçmek zordu, TED لكد كان خطرا وصعبا أن تحاول عبور الشارع
    Benim yöntemim, karşılama alanından göze batmadan geçmek. Yani genellikle. Open Subtitles التجول عبر اماكن الاستقبال في وضع مثير هو موطن قوتي
    Bir hendeği geçmek için yere bir direk saplıyor ve lanet şey kırılıyor. Open Subtitles يأتي للخندق، ويمد إليه بعصا ليساعده على العبور. تباً، الأشياء تتحطم، وهاهو ذا،
    Ve kentselleşmede %50 barajını geçmek ekonominin yeni bir yapıya geçme noktası olabilir. Dünya artık bir bağlantı haritasıdır. TED ويمكن أن تعبر نسبة ال 50 في المئة في المناطق الحضرية التي تمثل نقطة تحول اقتصادي. اذا العالم الآن هو خريطة من التواصل
    Bunları okulda yapmanın en iyi yönü, metal dedektöründen geçmek zorunda olmayışımız. Open Subtitles أفضل ما بصنعهم داخل المدرسة هو أنّكم لا تضطرّون لعبور كاشف المعادن
    Bu çölü geçmek pek çok gün alır, tabii geçebilirse. Open Subtitles سيستغرق أياما عديده فى عبور هذه القفار إذا إستطاع أن يجتازها
    Bu çölü geçmek pek çok gün alır tabii geçebilirse. Open Subtitles سيستغرق أياما عديده فى عبور هذه القفار إذا إستطاع أن يجتازها
    geçmek kesinlikle yasaktır. Bunu biliyorsun. Open Subtitles ممنوع نهائياُ عبور ذلك السلك أنت تعلم ذلك
    Diğer tarafa geçmek için evrenimizin tam anlamıyla içinize nüfuz etmesi gerek. Open Subtitles للمرور للعالم الآخر، يحتاج عالمنا للمرور عبرك، حرفياً، كمرور الماء عبر القماش.
    Nehrin karşısına geçmek için bir gruba liderlik edecek birini arıyorsunuz. Open Subtitles أنتم جميعاً تبحثون عن شخص كى يتزعم حشد يمضى عبر النهر
    Tahminimce, nehri geçmek, gidiş dönüş 40 dakika falan alır. Open Subtitles أفضل تخمين أنّه سيتحمل لمدة.. 40دقيقة ذهابًا وإيابًا عبر النهر.
    Okyanusu geçmek için aynı rüzgarları ve zamanı kullanıyorlar. Biliyorum ki aynı yükseklikte uçuyorlar. TED إنها تسافر في نفس الوقت مع نفس الرياح لتقوم بعملية العبور. أنا أعلم أنها تتنقل على نفس خط العرض.
    Fransızlar, İngiliz ana kuvvetlerinin... geçmek istediği yolun kenarında bir meyve bahçesinde mevzilenmişlerdi. Open Subtitles والذي إحتل بستان فاكهة على طريق جنوباً حيث القوات الإنجليزية بعد عدة ساعات تمنت العبور
    Çünkü Yunanlar sadece bir kez yaşandığına inanıyorlardı ve öldüğünüzde Styx nehrini geçmek zorundaydınız TED لأنه ،كما ترون، فإن الإغريق يؤمنون أنك تعيش مرة واحدة فقط وعندما تموت، يجب عليك ان تعبر نهر ستيكس
    Çiftçilerin bir çatıdan ötekine geçmek için küçük köprüleri var. TED ووُفرت بعض الجسور للمزارعين لعبور من سقف إلى آخر.
    Çok pahalılar ve bir dizi sorunu beraberinde getiriyorlar, biz de bir nehir veya akarsudan geçmek için çok şerit kullanmaya meyilliyiz. TED فهي مكلفة جداً. وتحمل كل أنواع التحديات الأخرى المرتبطة بها، نميل إلى بناء بحور متعددة عندما نعبر مصبًا واسعًا أو معبرًا بحريًا.
    Yarışmacılar için havalı silahla atıştırmalık düşürebilmek için bu engelli koşuyu geçmek zorundalar. Open Subtitles يجب على المتسابقين اجتياز الحواجز وثم استعمال مسدس فاصولياء للحصول على وجبة خفيفة
    Tek başına odamda kapalı kalınca saatler geçmek bilmedi. Open Subtitles بمفردي، صامتة في غرفتي كانت الساعات لا تمر
    Ama Beatles gibi yolun karşısına geçmek Eric için yeterli değildi. Open Subtitles لكن لم يكن كافياً لإيريك أن يعبر الطريق كما يعبره الناس
    Bu yüzden onlara, tıp fakültesini geçmek istiyorlarsa birlikte çalışmaları gerektiğini tavsiye edeceksin. Open Subtitles لذا ستنصحهم أنهم إن أرادوا النجاح في كلية الطب، عليهم أن يعملوا سوية
    Bana uyar ama kimi geçmek zorunda olduğunu unutma. Open Subtitles إنها مناسبة بالنسبة لي، لكن عليكِ تخطي مَنْ تعرفينها
    Brandenburg'u geçmek istiyorsa, bunu üçüncü virajda yapmalı. Open Subtitles اذا استطاع تجاوز براندنبــرج فإن ذلك سيحدث في الدورة الثالثة
    Düşündüğüm şeyi yapıyorsanız eğer sınırı geçmek için en yer orası. Open Subtitles إن سرت بحسب ما أفكر أنك فاعل، فذلك أفضل مكان للعبور.
    Tekerlekli koltukla güvenlikten geçmek ne kadar sürer, biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين كم تحتاجين من الوقت لتجاوز الأمن بالكرسي المتحرك؟
    Ama dünya çok şanslı ki, İngilizce sınavını geçmek zorunda değildi. TED لكن لحسن حظ العالم لم يتوجب عليه إجتياز إمتحان لغة انجليزية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus