Tutuklandıktan sonra, artık bu işin peşini bırakmanın vaktinin geldiğine karar verdim. | TED | وبعد أن حدث الإعتقال قررت أنه الوقت المناسب لأن أترك هذا العمل. |
diye düşündüm Bir an şaşaladım ve onu serbest bırakmanın zamanı geldiğine karar verdim, ve bıraktım. | TED | ذهلت للحظة ولكن قررت أنه حان الوقت لإطلاق سراحه لذا وضعته تحت |
Korkularımın üstesinden gelip içgüdülerime güvenmenin zamanı geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أنه قد حان الوقت لمحاولة التغلب على مخاوفي وأن أثق بحدسي |
Bunun vaktinin, geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | فربما ستكونين أيضاً وقررت أنه حان الوقت |
Evlenme zamanının geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | وقررت أنه الوقت المناسب لكى يتزوج ... |
Bu biraz ilginç olacak ama son zamanlarda biraz düşünüyordum ve seni affetme vaktinin geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | .. هذا سيبدو غريباً، ولكن كنت أفكر ببعض الأشياء مؤخراً لقد قررت أنه حان الوقت لأسامحك |
Ve gerçek babanızla tanışmanızın zamanının geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | و قررت أنه من الأفضل لكم أن تقابلوا والدكم الحقيقى |
Artık senin kenara çekilmenin ve Khonani'nin 11:30 vardiyasını almasının vaktinin geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | قررت أنه حان الوقت لتنحّيك، و(كوناني) يتولى المناوبة الليلية |
Artık senin kenara çekilmenin ve Khonani'nin 11:30 vardiyasını almasının vaktinin geldiğine karar verdim. | Open Subtitles | قررت أنه حان الوقت لتنحّيك، و(كوناني) يتولى المناوبة الليلية |